Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
İSTANBUL UCU UCUNA... 24 Haziran'da AKP ve MHP bloğunun %51'i kıl payı bulduğunu; 16 Nisan'da muhaliflerin yarıyı az geçtiğini biliyoruz... İstanbul ucu ucuna bitecek! Bilhassa HDP/PKK söylemiyle sandığa muhtemelen gitmeyecek, gitse de AKP'ye oy verme olasılığı bulunan daha muhafazakar HDP seçmeni iktidara karşı politize oldu. Rakamlar kritik. Cumhur İttifakı'ndaki yurt genelindeki oy yıpranmasının benzer orantılarda İstanbul seçmenine de direkt ya da dolaylı olarak yansıması halinde İmamoğlu avantajlı hale geliyor... Bir diğer etmen ise; E-KO-NO-Mİ! Ankara'yı Yavaş Alır Göstergeler ve seçmen eğilimleri Mansur Yavaş'ı uzun süredir gösteriyordu. Özhaseki AKP için yanlış bir aday. Yavaş'ın Ankaralı olması seçmenin tercihini etkiliyor. MHP seçmeninin ittifaka AKP'nin arzu ettiği seviyede bağlanamadığının kanıtları en net Ankara'da görülecek... İşin garibi şu: AKP Mansur Yavaş'a bu kadar acımasızca ve ters etki riskine rağmen saldırırken bu