Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
Yavuz Ağıralioğlu'nun 'Anti Kılıçdaroğlu' Koşusu Yavuz Ağıralioğlu'nun Kılıçdaroğlu'nun adaylığına açık açık ve üstelik de merkez yandaş medyada imalı ve iddialı bir şekilde bu konuyu işlemesi, gündeme getirmesi, bir siyasi saflık değil iç operasyon. Bu operasyon Saray'la bağlantılıdır demek keskin ve kanıtlanamayacak bir iddia olur. İyi Parti tabanında Ağıralioğlu gibi düşünenler oldukça fazla ve yoğunlukta. Akşener bu karşı çıkışı bilmiyor mu? Elbette biliyor. Siyasette neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğiniz önemlidir! Akşener'in de bir planı vardır! Biz, bunu, aday açıklandığında öğreneceğiz ki muhtemelen Kılıçdaroğlu aday olacak ve kazanacak!.. Fakat, Ağıralioğlu'nun bu aday krizini bilerek tetiklemesi sorun. Büyük bir sorun! Kurt bir siyasetçi değil mi? Elbette kurt bir siyasetçi ve amacının da ötesinde bir hedefe doğru ilerliyor! Kılıçdaroğlu aday olduğunda, 'bizatihi' içeriden, zaten yıpratılmış bir aday olacak ve buna katkısı nedeniyle nası