Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
Abdullah Gül'ün isminin gündeme getirilmesinin anlamı ne? Abdullah Gül ismi, sadece, muhaliflerin kesin kaybettiği ve karşı kanadı bölmek için sürpriz aradığı bir senaryoda çalışabilir. Örneğin, 2018 seçimlerinde muhaliflerin kaybedeceği anketlere yansımıştı. Gül belki çevirebilirdi. Bugün, öyle bir pozisyon yok. Tersine Gül umut kırıcı Yani, Gül'ün gündeme getirilmesi, biz aslında kazanamıyoruz, sürpriz arıyoruzun anlamıdır. 2018 böyleydi. Bugün, muhalefetten tüm adı geçen adaylar açık ara kazanıyor. Peki, bugün Gül'ün adı neden gündemde? Aday olmayacağı (yapılmayacağı) resmen açıklandığı halde? İktidar kanadı, muhaliflerin şevkini kırmak için, 'umut kırıcılık' için gündeme getiriyor. Gül'e yakın kanat, Fehmi Koru, Levent Gültekin, Karar, Karamollaoğlu kanadı ise Gül'e değer atfetmek ve politik arenadaki geleceğine yönelik olarak 'unutulmamasını' sağlamaya çalışıyor. Dolayısıyla, Erdoğan'ın boşaltacağı İslami Sağ siyasette bir kalıcılık rolü atf