Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kılıçdaroğlu'na...

Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu

YSK NEREYE KOŞUYOR?

YSK NEREYE KOŞUYOR? Değerli okurlar... İlgi ve alakanız üzerine, ''YSK GEREKÇELİ KARARI BİR TÜRLÜ YAZAMADI'' isimli yazımı huzurlarınıza bir kere daha sunuyorum. Yazıyı okumadan önce bugün attığım Tweet iletisini konunun vurgulanması gereken bölümü itibarıyla kayda geçelim önce... Nedir o; '' YSK isnat edilen sandıklarda, sandık kurulu üyelerinin sonuca fiili olarak tesir edecek faaliyette bulunduğunu, seçimin neticesine tesir ettiklerini ispat etmekle yükümlü! Gerekçeli kararda bunu ispat edemezse aldığı karar hukukun temel ilkelerine ve Anayasa'ya aykırıdır!'' YSK'nın gerekçeli kararı geciktirmesi etik değildir! Gerekçeli karar Anayasımızın temel ilkelerine ve hukuka uygun olmak durumundadır. Anayasal bir kurum Anayasamızın temel ilkelerine aykırı hukuk dışı bir karar alamaz. Alınan kararın hukuk ile çelişmesi durumunda YSK'nın ve kararının meşruiyeti tartışmaya açılır. Hukuku hukuk dışılık üzerinden tanımlarsanız zorlama bir durum

DSP NEYİN PEŞİNDE? YSK GEREKÇELİ KARARI BİR TÜRLÜ YAZAMADI!

DSP NEYİN PEŞİNDE?   YSK GEREKÇELİ KARARI BİR TÜRLÜ YAZAMADI! DSP NEYİN PEŞİNDE? 31 Mart seçiminde CHP adaylarına alternatif sol-kemalist adaylar çıkararak AKP’ye dolaylı hizmet eden DSP adayını tekrarlanan İstanbul seçiminden önceki gün çekmişti hatırlarsınız. Daha doğrusu DSP adayı İmamoğlu lehine adaylıktan çekildiğini beyan etmişti. DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın basına yansıyan beyanlarına göre DSP İmamoğlu’na destek olup olmayacaklarını PM’de (Parti Meclisinde) oylamışlar. Lakin tuhaflık burada başlıyor ki bu sözde tiyatro oylamada İmamoğlu’na destek olmama; evet yanlış okumadınız İmamoğlu’na destek OL-MA-MA(!) kararı çıkmış meclislerinden(!) Tuhaflık buradada bitmiyor sevgili okurlar; CHP’yi FETÖ; PKK gibi terör örgütleriyle birlikte olma iddiası saçmalığını da yandaş Yenişafak’a açıklamışlar(!) Ecevit’in kemikleri sızlamıştır ki DSP’nin arkasından giderek İmamoğlu’na köstek olacak   tek bir Atatürkçü var mı ki? AKP’nin derin partisi DSP! Oradaki iyi niyetli arkadaşla

CHP'NİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUS YENİDEN DEMOKRASİ

CHP'NİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUS YENİDEN DEMOKRASİ CHP'nin dikkat etmesi gereken husus Haksız, hukuksuz bir şekilde seçim tekrarlanıyor olsa da muhaliflerin, özellikle CHP'nin seçimi çantada keklik gibi görüp yanıltıcı bir rehavete katılmaması gerekir! Onbinlerle ifade edilen bir fark seçim matematiğinde önem arzeden bir makas değil! Bugünden gördüklerimiz AKP ve CHP dışındaki diğer partilerden İmamoğlu'na yöneliş daha fazla olacak orantısal olarak... Lâkin, buraya da matematiksel olarak çok büyük değer arzetmemek gerek.  Oy kullanmamış olan Yedi Yüz Bin seçmeninde aynı şekilde hepsinin düzenli olarak oy kullanacağı ve tamamının AKP'ye oy vereceği safsatası bir mahalle dedikodusu ve algı çalışmasından öte değil. Yüzdelik dilim olarak ne kadarının sandığa gideceği bir yana gidenlerin eğilimlerinin matematiksel olarak AKP'nin ortalamasını hangi Yüzdelik veya Bindelik dilimde lehte etkileyeceği meçhul! İmamoğlu'nun mağduriyetten yana oy kazanacağı tahmi

HAK YİYORSUNUZ; ÇALDILAR DİYEREK İFTİRA ATIYORSUNUZ? ÇAMUR AT İZİ KALSIN MI?

HAK YİYORSUNUZ; ÇALDILAR DİYEREK İFTİRA ATIYORSUNUZ? ÇAMUR AT İZİ KALSIN MI?   Türm yaşananlar gözlerimizin önünde oldu! Azıcık bir idrak seviyemiz varsa 31 Mart gecesinden bu yana yaşananları hayretle ve üzüntüyle karşıladık! Bunun için bir siyasi partiye mensubiyetimiz gerekmez! Vicdanlar gördü ki önce Binali Yıldırım'ı sansasyonel şekilde önde gösterdiğiniz, gece yarısı İmamoğlu öne geçince veri akışını kestiniz! AKP kazandığında gün ağırınca açıklama yapan YSK sabah saatlerine dek sus-pus oldu! İmamoğlu kazanmıştı! Lâkin, yandaş NTV; CNNTÜRK gibi yayınlarına çıkardığınız sözde yorumcular "Buralarda bir şeyler olmuş! AKP'nin dışındaki, karşısındaki bir yapı örgütlü davranmış! Seçmen pusulasındaki kaydırmalar Gezi gibi bir organizasyonu andırıyor! Bu tesadüf olamaz!" Bile dedirttiniz(!) Ele geçirdiğiniz sözde merkez'le! Ve utanmadan program sunucusuna dedirttiniz ki "Efendim, İstanbul seçimlerini konuşmayacağız! Orası yargıda!" Yahu İmamoğlu almış, i

*Her Şey Güzel Olacak *SAADET ve DSP Ne Yapmalı?

*Her Şey Güzel Olacak *SAADET ve DSP Ne Yapmalı? Her Şey Güzel Olacak  İmamoğlu'nun sloganı son derece doğru! İmamoğlu mağdur ve bunu en açık şekilde ifade etmeli. Alın teriyle aldığı bir seçimi  ipe sapa gelmez, içinde en ufak hukuk kırıntısı olmayan, delil bile diyemeyeceğimiz şüpheler ile iptal ettiriyor AKP! Bunu da YSK üzerine baskı kurarak hukuksuzca yapıyor; hem kendi meşruiyetini, hem de YSK'nın meşruiyetini tartışmayı açma uğruna... Uluslararası kamuoyu önünde Türkiye'de artık demokrasinin kalmadığını ve iktidar partisinin keyfi olarak seçim tekrarlatacak aşamaya geldiğini gözler önüne seriyorlar ki demokrasisi olmayan bir ülkeye yatırım yapmaktan vazgeçen iş insanlarını da kaçırarak aslında en büyük kötülüğü Türkiye'ye yapıyorlar! Sofranızdaki patates, soğanın fiyatı daha artacak, cebinizdeki TL biraz daha eriyecekse biliniz ki rant düzenlerinin kesilmemesi uğruna Türkiye'yi ateşe attıklarındandır!.. SAADET ve DSP Ne Yapmalı?  Seçim tekrarlarında vey

AKP KENDİ SONUNU HIZLANDIRDI!

AKP KENDİ SONUNU HIZLANDIRDI   YSK'nın seçim tekrarı kararını alırken nasıl bir hukuk garabetine yol açtığını ve kamuoyu vicdanında seçim tekrarına yönelik bir kabullenme olmadığını bir önceki yazımızda belirtmiştik.   Şimdi soru cevap metoduyla detaylayalım.     Bu karar neden AKP'nin sonunu hızlandırdı? AKP ve Tayyip Bey hakkında seçimi kaybetse de (Kaybetseler de) iktidarı devretmezler imajı vardı. Bu algının pekişmesine zemin hazırladılar ve bugüne kadar savundukları sandık meşruiyetleri kavramlarını zedelediler.  İstanbul seçiminin tekrarının kamuoyu vicdanında karşılık bulabileceği bir hukuki altyapısı olmaması vesilesi! 2. olarak yapılan seçimin kazananı olsalar dahi İmamoğlu'nun oturduğu koltuğu 45 gün sonra devralmaları iç ve dış kamuoyunda hoş karşılanmayacaktır!.. Bir hak gaspı olarak addedilecektir muhtemelen! Burada sadece İstanbul Büyükşehir Başkanının değil AKP ve Tayyip Bey'in meşruiyetinin zedelenmesi vaziyeti olacaktır ki bu kayıp şu an orada İmam

AKP ve YSK Türkiye'yi Ateşe Attı! Hukuksuz Çılgınlık!

Ne YSK'DAN NE AKP'DEN BÖYLE BİR ÇILGINLIK BEKLEMİYORDUM! TÜRKİYE'Yİ UÇURUMA...  Bazen medya vasıtasıyla manipülasyon olabilir. Manipülasyon vasıtasıyla, yalanın kuyruklu tekrarı algılarda sonuç verebilir. Siyasetin propaganda taktiğidir. Yalandan doğru üretme taktiği, sınırları ve algıları zorlama; zoraki sonuçtur ki demokratik değerlerin yerleşmediği veya demokrasinin rafa kalktığı ülkelerde sirayet eder. Belirli bir mantık sürecini işleten düşünürler olarak seçim gecesinden bu yana yaşananları; Anadolu Ajansı'nın İmamoğlu'nun öne geçmesinden sonra veriyi kesmesinden; Binali Yıldırım'ın 3000 oyla kazandık açıklaması yapmasından ve İmamoğlu'nun ipi göğüslediğinin neticelenmesinden sonra AKP'nin kazandığını ima eden pankartları astırmasından kafalardaki tuhaf şeyler oluyor düşüncesinin ilk işaretleriydi! Ne var ki iktidar medyasında yayınlanan ve adeta zekamızla dalga geçen bir şeyler oldu yayınları ve AKP sözcülerinin açıklamaları da kamuoyu vicdanın

Telefon ve İnternet Fiyatlarına Getirilen Zam Bilime ve Bilgiye Karşı Devlet Politikasıdır

Telefon ve İnternet Fiyatlarına Getirilen Zam Bilime ve Bilgiye Karşı Devlet Politikasıdır AKP iktidara geldiğinde medyanın maksimum %20’lik bölümüne sahipti. Buna rağmen ilk girdikleri yerel 2014 ve genel 2007 seçimlerinde başarılı netice aldılar. Bunda etkin unsur;   Uluslararası arenada aldıkları destek; Kemal Derviş döneminde uygulanan ekonomik politikalarının meyvelerinin tezahürü; iç siyasi aktör; aydın-yazar ve bilhassa liberal görüşlü düşünürlerin desteğiydi. AKP durumdan vazife çıkararak geleceğe yatırım yaptı. Doğru-ya da yanlış çeşitli bahanelerle özellikle TMSF sopasını kullanarak; bir kısmını da FETÖ üzerinden (Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ünü mali olarak boğarak FETÖ vasıtasıyla satın alması) gibi yayınları ele geçirerek kendi bünyesine kattı. Geldiğimizde tablo şudur: Görsel ve yazılı yayın organlarının %99.9 iktidar tarafından ele geçirilmiş ve buralardaki gazetecilik faaliyeti bitirilerek AKP’nin yalan propaganda aracına dönüştürülmüştür. Bu durum, ilgili yayınları

Seçim Tekrarı Olmaz

Seçim Tekrarı Olmaz İstanbul seçimi tekrar edilmez! Hukuki altyapısı yok! Tayyip Bey muhalefetin boykot edebileceği ve sandık meşruiyetini kaybedebileceği (Özellikle Uluslararası alanda) bir riski almaz! İstanbul'u kaybetmeleri kayıp! Lâkin seçim tekrarı daha büyük kayıp! Tekrar iddialarını şehir efsanesinden öte görmüyorum! Böyle bir gündemin işletilmesi tesadüf değil; lakin AKP kurmayları bunu her ne kadar CHP ve İmamoğlu'nun meşruiyetini sorgulatmak, tabanı ve partiyi diri tutmak adına yapıyor olsalarda Uluslararası arenada meseleyi sıcak tutmanın prestijlerini zedelediğini görmüyorlar mı? Yenilginin getirdiği psikoloji üzerine yapılan hatalar sinsilesi olarak değerlendiriyorum... Lâkin, sadece partilerine değil Türkiye'nin demokrasi geleneğine de zarar veriyorlar... Dedikodusu bile... Erdoğan'ın Güçlü Olduğu Algısı Yanlış  Erdoğan sanıldığı gibi tek başına herşeyi etkileme/ayarlama gücüne sahibolsaydı; iddiası olan Büyükşehirlerin %90'ını kaybeder miydi siz

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU'NDAN BOMBA AÇIKLAMALAR! 2002 SÜRECİ...

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU'NDAN BOMBA AÇIKLAMALAR! 2002 SÜRECİ... Memduh Bayraktaroğlu Youtube kanalında çok önemli açıklamalarda bulundu. AKP'nin iktidara geliş sürecini irdeledi ve bu kadar tesadüfün tezahür edemeyeceğini; kurgu olasılığını vurguladı. Bayraktaroğlu o dönem Çiller'in danışmanıydı. Gelelim vurguladıklarına... Tayyip Bey'in bir TV programıyla parladığını ve o günün koşullarında Uğur Dündar'ın Deniz Baykal'ın karşısında Tayyip Bey'i tek başına programa birebir çıkarmış olmasının Tayyip Bey'in yıldızını parlattığını söyledi. Ben, Uğur Bey'in böyle bir proje içinde olduğunu düşünmüyorum, ha keza Sn. Bayraktaroğlu'da muhtemelen düşünmüyordur. Lakin, Ülkemizdeki sol sağ dengeleri açısında BOP'un da Ilımlı İslam'ı semizletmek manasında bir görev aldığını ve o günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında Ulusal çaptaki en büyük sıçramasındaki bir vesile olarak görüyorum bu birebir Açıkoturumu... Sn. Bayraktaroğlu yine T