Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
Seçim Değerlendirmesi
Baskın seçim metoduyla iktidarın psikolojik üstünlüğüyle girilse de muhalefetin fevkalede lehine çevirdiği bir süreçti. Kırılma noktası CHP Adayının belirlendiği sonraki süreçte Muharrem İnce'nin beklenilenin çok ötesinde performansıydı. Özellikle CNNTÜRK'te gazetecilik ilkelerine aykırı bir şekilde sözü kesilen; sorguya çekilirmişçesine maksatlı bir sıkıştırmanın yapıldığı anlarda İnce'nin verdiği anlık cevaplar unutulmayanlar arasında yer aldı. Yine Nagehan Alçı'ya Habertürk'te İnce'nin hazır yanıtları ve "Sana söylersem gider Erdoğan'a söylersin!" güzellemesi akılda kalan anlardı...
Seçmen bazında bakarsak Meral Akşener isminin ön planda zikredildiği yarışta İnce'nin gündemi ve nabzı elinde tutması Akşener ve İnce'ye kaçan CHP seçmenini; hatta merkez sağ laik geleneğini yine CHP çatısı altında tutmayı başarabildi. İYİ Parti'nin MHP'nin oylarına talip olduğunu ve bu alanda daha çok milliyetçi bir kadro ile risk alamadıklarını ve hedefe ulaşabildiklerini görüyoruz. Yalnız bu istikamette çok büyük bir patlama görememekle beraber yeni kurulmuş bir partinin %10 bandını ve 1_2 puan üzerini başarısızlık olarak görmemek gerek. Burada not düşmemiz gereken şu: CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının kuvvetli olması konsolidasyonu da İnce ve CHP merkezinde yapmıştır. Muharrem İnce'nin bütünleştirici tavrı ile klasik CHP; merkez sağ ve sol seçmenin dışında milliyetçilerden; muhafazakarlardan; demokratlardan; liberallerden; Kürtlerden de oy alabildiğini göreceğiz muhtemelen. Bu muaazzam başarının nedenini de ideolojik olarak değil; ekonomi; demokrasi alanında çıkışları ve Sn. İnce'nin genel seçmen kitlesiyle kurduğu duygusal ilişki olarak değerlendireceğiz.
Sadece Tayyip Bey değil Ak Parti seçmeni de yorgun. Yeni bir yüz, yeni bir söylem, yeni bir ışık bekliyor. Evet, kutuplaşma neticesinde kemik seçmenini koruyor olsa da istikrar nedeniyle geçmişte oy vermiş merkez seçmenin küçük oranlarda da olsa Ak Parti'den kopuşunu görüyoruz. MHP ile yapılan işbirliği de son Kürt'ü Ak Parti'den koparmış olup Bahçeli'nin de tabanını ve özellikle laiklik duyarlılığı olan tabanını İyi Parti'ye kaptırmış olduğunu görüyoruz. MHP'nin Ak Parti içinde eridiğini ve ülkücülerin Tayyip Bey'e mühür basmakta tereddüt edeceklerini görüyoruz. Halen MHP içinde kalan ülkücülerden söz ediyorum.
HDP'nin barajı geçeceğini ve muhalif blok'un TBMM'de 301'i geçeceğini düşünüyorum. Muhalif Blok 2.tura %52; %51; %53 gibi minik aralıklar dahlinde bir avantajla girecekken buradaki psikolojik üstünlüğün TBMM'de 301'in üzerinde alacaklarını düşündüğüm için muhalefette olacağını vurgulamakta yarar var. %1 ve %3 bandındaki muhalif blok'un bu üstünlüğünü rakamsal olarak risk sınırında görsek de unutmamak lazım gelir ki kutuplaşma var ve bu kutuplaşma hasebinde büyük seçmen geçişlerini 15 günde görmemiz çok zor. Belirleyici olan faktör ise seçime katılım gösteren seçmenlerin parti aidiyetleri. Muhalif blok'un kazanabilmesi için 2.tura eksiksiz ve blok halinde seçime katılım göstermelidir.
Barış Biner
https://yazarbarisbiner.blogspot.com
Baskın seçim metoduyla iktidarın psikolojik üstünlüğüyle girilse de muhalefetin fevkalede lehine çevirdiği bir süreçti. Kırılma noktası CHP Adayının belirlendiği sonraki süreçte Muharrem İnce'nin beklenilenin çok ötesinde performansıydı. Özellikle CNNTÜRK'te gazetecilik ilkelerine aykırı bir şekilde sözü kesilen; sorguya çekilirmişçesine maksatlı bir sıkıştırmanın yapıldığı anlarda İnce'nin verdiği anlık cevaplar unutulmayanlar arasında yer aldı. Yine Nagehan Alçı'ya Habertürk'te İnce'nin hazır yanıtları ve "Sana söylersem gider Erdoğan'a söylersin!" güzellemesi akılda kalan anlardı...
Seçmen bazında bakarsak Meral Akşener isminin ön planda zikredildiği yarışta İnce'nin gündemi ve nabzı elinde tutması Akşener ve İnce'ye kaçan CHP seçmenini; hatta merkez sağ laik geleneğini yine CHP çatısı altında tutmayı başarabildi. İYİ Parti'nin MHP'nin oylarına talip olduğunu ve bu alanda daha çok milliyetçi bir kadro ile risk alamadıklarını ve hedefe ulaşabildiklerini görüyoruz. Yalnız bu istikamette çok büyük bir patlama görememekle beraber yeni kurulmuş bir partinin %10 bandını ve 1_2 puan üzerini başarısızlık olarak görmemek gerek. Burada not düşmemiz gereken şu: CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının kuvvetli olması konsolidasyonu da İnce ve CHP merkezinde yapmıştır. Muharrem İnce'nin bütünleştirici tavrı ile klasik CHP; merkez sağ ve sol seçmenin dışında milliyetçilerden; muhafazakarlardan; demokratlardan; liberallerden; Kürtlerden de oy alabildiğini göreceğiz muhtemelen. Bu muaazzam başarının nedenini de ideolojik olarak değil; ekonomi; demokrasi alanında çıkışları ve Sn. İnce'nin genel seçmen kitlesiyle kurduğu duygusal ilişki olarak değerlendireceğiz.
Sadece Tayyip Bey değil Ak Parti seçmeni de yorgun. Yeni bir yüz, yeni bir söylem, yeni bir ışık bekliyor. Evet, kutuplaşma neticesinde kemik seçmenini koruyor olsa da istikrar nedeniyle geçmişte oy vermiş merkez seçmenin küçük oranlarda da olsa Ak Parti'den kopuşunu görüyoruz. MHP ile yapılan işbirliği de son Kürt'ü Ak Parti'den koparmış olup Bahçeli'nin de tabanını ve özellikle laiklik duyarlılığı olan tabanını İyi Parti'ye kaptırmış olduğunu görüyoruz. MHP'nin Ak Parti içinde eridiğini ve ülkücülerin Tayyip Bey'e mühür basmakta tereddüt edeceklerini görüyoruz. Halen MHP içinde kalan ülkücülerden söz ediyorum.
HDP'nin barajı geçeceğini ve muhalif blok'un TBMM'de 301'i geçeceğini düşünüyorum. Muhalif Blok 2.tura %52; %51; %53 gibi minik aralıklar dahlinde bir avantajla girecekken buradaki psikolojik üstünlüğün TBMM'de 301'in üzerinde alacaklarını düşündüğüm için muhalefette olacağını vurgulamakta yarar var. %1 ve %3 bandındaki muhalif blok'un bu üstünlüğünü rakamsal olarak risk sınırında görsek de unutmamak lazım gelir ki kutuplaşma var ve bu kutuplaşma hasebinde büyük seçmen geçişlerini 15 günde görmemiz çok zor. Belirleyici olan faktör ise seçime katılım gösteren seçmenlerin parti aidiyetleri. Muhalif blok'un kazanabilmesi için 2.tura eksiksiz ve blok halinde seçime katılım göstermelidir.
Barış Biner
https://yazarbarisbiner.blogspot.com
20.06.2018
Yorumlar