Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kılıçdaroğlu'na...

Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu

6'lı Masa'ya dair...

 6'lı Masa'ya dair...  6'lı Masa ile ilgili birçok haber yapılmıştı. Medyadan okuduğunuz üzere.  Akşener masayı dağıtacak, Yavaş veya İmamoğlu'nu aday gösterecek şekilde. Spekülatif bulup önemli bir kısmına inanmamıştım. Önemli bir kısmı iktidar yandaşı TV100, CNNTÜRK, HABERTÜRK çıkışlıydı ki bu zaten şüpheli bakmamız gereken bir yayılma metoduydu. Fakat, son dönemde Akşener ve Kılıçdaroğlu arasındaki hafif eleştirel laf göndermelerini şaşkınlıkla karşıladım, çünkü, bu gerçekten beklediğim bir şey değildi. Her ne kadar, tabanlarını tutma gayratiyle bu laf göndermelerini yapıyor olsalar ve yandaş medyanın arzuladığı kırılma olmamış olsa bile artık bu göndermelerin yerinin bir ortak program ve aday üzerinde uzlaşıldığına yönelik kamuoyuna deklare etmenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Anketlerde 40 iktidar, 60 muhalefet dengesi sürüyor ama bu laf göndermelerinin son bulup bir an önce birlik olduklarının görüntüleri verilmez ise tehlike çanları çalmaya başlayabilir. Seçm

6'lı Masa Hedeften Şaşmamalı

6'lı Masa Hedeften Şaşmamalı  Akşener'in İmamoğlu ile yasak kararının hemen ardırdan sarılması yandaş ekranlarda işleniyor. Bir kurgu var! Maalesef, Kılıçdaroğlu'nun o an Türkiye'de olmaması kurgucuların elini güçlendirdi! Asıl hedef, 6'lı Masa'daki hedef ve düzeni bozmak! 'İmamoğlu'na siyasi yasağı hızlıca aldırıp İBB'yi ele geçirme operasyonu' tepkilere göre olacaktır! Buna da hazırlıklı olunmalıdır! Muhalefet tepki vermelidir ki Erdoğan otoritesi sınırları aşmaya, 'kendi iktidarı adına' daha da cesaretlenmesin! Fakat, bir önceki yazımda da vurguladığım gibi; ana hedefin muhalefetin içerisinde Kılıçdaroğlu'na karşı İmamoğlu'cular grubu varmış gibi lanse etmek ve Cumhurbaşkanı adaylığı üzerinden bölmek! Yandaş ekranlar bu konuyu işlemeye devam edecekler, muhalefeti hiç olmazsa tabanda bölmeye çalışacaklar! Sözün özü, 6'lı Masa yoluna emin adımlarla devam etmelidir... Tuzakları bilerek, tepki koyarak, elbette önlem alarak... 6

Kılıçdaroğlu'nun adaylığı engellenmek istendi...

 Kılıçdaroğlu'nun adaylığı engellenmek istendi... İmamoğlu'na siyaset yasağı geldi. Yargı süreci var. Yargı sürecinin seçim sonrasına kalacağını düşünenler yanılıyorlar. Çünkü, bu ülkede hukuk yok ve Erdoğan onun adaylığını da engelleyecektir bence. Hızlı işletilecektir süreci. Oyunu kuran aktör riskini de en aza indirmeyi, bertaraf etmeyi bilecektir. Bunun hesabı yapılmıştır. Parlattıkları bir İmamoğlu'na yenilecek değildir, onu aday da ettirmeyecektir. Peki bu aktörün (Erdoğan ve ittifak ortakları) asıl amacı ne? Öncelikle İstanbul! İstanbul'un rantı. Psikolojik. Muhalifleri yıldırmak ve sandıktan uzaklaştırmak, kendi tabanlarını konsolide etmek! (Bu, şu anda ters tepmiş görünüyor!) Öte yandan, asıl hedefin muhalefetin olası adayı Kılıçdaroğlu'nun engellenmesi. İmamoğlu'nu mağdur ederek Kılıçdaroğlu'nun önünü kesmeye çalışmak. Muhalefetin içerisine pimi çekilmiş bir bomba bırakmak. Kafa karıştırmak, muhalefeti birbirine düşürmek. Peki, Erdoğan neden İmamoğ

İstismar olayında Saray'ın yanlış taktiği...

İstismar olayında Saray'ın yanlış taktiği...  6 yaşındaki çocuğa istismar olayını dine saldırı şeklinde yansıtma politikası da AKP'nin geçmişteki politikalarıyla uyuşuyor! Fakat, öyle bir noktaya saplandılar ki sekülerlerden ve görece eğitimlilerden nasıl oy alacaklar? Gerçeklikten marjinal sağa kopuş ve gençlik öfkeli... Danışmanları olsaydım,istismar olayı için beyanatı günlerce bekletmem ve yargıyı anında harekete geçirttirirdim.Yıpranmadan bu işi atlattırırdım.Dine saldırı gibi bir yansıtma, buradan politika veya muhalefete,sosyal medyaya saldırı önermezdim.Bu kazanılabilecek bir polemik değil! Kılıçdaroğlu 6 yaş çocuk istismarında adalet bakanlığına yürüyerek Erdoğan'ı ring'e çekti!Taktik gereği susan Erdoğan konuşmak zorunda kaldı.Erdoğan'da yansıtma yaparak sorunu dine saldırı olarak sundu ve sosyal medyayı hedef aldı.En iyi cevap saldırıdır, eğer çıkış yolunuz yoksa! Kılıçdaroğlu"nun hassasiyeti takdir edici. Onu, tebrik ederim. Erdoğan stratejik hata y

Akademisyen Fatih Yaşlı'ya kulak verin...

 Akademisyen Fatih Yaşlı'ya kulak verin... Twitter'da özellikle takip ettiğim bir isimdir Fatih Yaşlı. Her ne kadar, birçok önerisi günümüzün sağ muhafazakar çıkış yolu stratejileriyle uyuşmuyorsa da hatta çoğuna şimdi yeri ve zamanı mı? ...diye tepki verdiğim bir isim olsa da doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış! Bakın, ne diyor Fatih Yaşlı... Akademisyen-gazeteci Fatih Yaşlı'nın şu an paylaşacağım görüşlerine tarafsız haber BARIŞ BİNER sosyal medya olarak katıldığımızı ifade etmek isteriz. İşte, kelimesi kelimesine 'onayladığımız' acil eylem planı: [FATİH YAŞLI - AKADEMİSYEN]:  "ülkenin eğitimde laikleşme programına ihtiyacı var. ilk etapta, - 4+4+4 yerine 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmelidir.  - ilkokullardaki zorunlu din dersleri ve değerler eğitimi adlı din eğitimi  kaldırılmalıdır - cemaat ve tarikatların eğitim faaliyetleri yasaklanmalıdır. - yatılı kuran kursu, hafızlık eğitimi, medrese, hiçbirine izin verilmemelidir. - devlet hızla yeni ve üc

Başı açıklara özgürlük yok mu? LGBT korkusu neden?

Başı açıklara özgürlük yok mu? LGBT korkusu neden? Ak Parti'den Daha Az Özgürlük Teklifi! Şaşırmadık! Gazeteci Alican Uludağ paylaştı. AKP başörtüsü düzenlemesini Meclis'e getirdi ama... Teklif, sadece örtünme özgürlüğünü kapsıyor; başı açık olanlar için de bir güvence içermiyor. Yani, yine, dini özgürlüğe vurgu yaparken eşitlik vurgusu yok, kılık kıyafet özgürlüğü anlamında bir vurgu yok!.. Böyle bir şey olabilir mi? Sadece, belirli bir kesim için Anayasal düzenleme olabilir mi? Genel anlamda özgürlüklere atıf yapılmalıydı! Yok! Yok! Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır, başının açıklığı ve kıyafeti nedeniyle kimsenin baskıya uğramayacağını garanti edebilir misiniz? Bu, Ak Parti kafası! Tek yönlü çalışıyor, tek birey, tek ideoloji, tek özgürlük. Bize var, size yok! Bu işi de sulandırdılar, niyetleri özgürlük olsa Kılıçdaroğlu'nun, 'geniş çerçeveli özgürlük tanımını' yok saymazlardı!  Bu arada... Evlilik birliği kadın-erkek arasında olabilirmiş gibi bir madde

'5 Eğilimli Kılıçdaroğlu' '1.5 Eğilimli İnce' Biner'den Kılıçdaroğlu Analizi

'5 Eğilimli Kılıçdaroğlu' '1.5 Eğilimli İnce' Biner'den Kılıçdaroğlu Analizi Barış Biner, attığı Tweet'lerle Kılıçdaroğlu analizi yaparken satır aralarında İnce dokundurmalara da yer verdi! İşte, Biner'in son Tweet serisi:  "İnce'nin başarısızlığı,üslubunun Türk halkıyla eşleşmemesinden dolayı değildi!Aksine!Kılıçdaroğlu ne zaman ki Anadolu sokak dilini kullanmaya başladı tırmanışa geçti!Tabanla da barıştı! FARK:İnce;Sol+Ulusalcı bir duruş sergiliyordu!Kılıçdaroğlu dindarların ve sağın gönlünü♥️aldı! Kılıçdaroğlu sağ tandanslı Kürt seçmeni için de daha samimi bulunuyor olmalı! Kılıçdaroğlu'nun Liberal (Özgürlükçü) Sol ve Sosyal Demokrat çizgi için de daha olumlu bulunduğunu, İnönü-Öymen çizgisinin bir ortalaması olduğunu söyleyebilirim.  İlk seçildiğinde, Kılıçdaroğlu'nu Atatürk karşıtı bir çizgide yorumlarken yanıldık! Beyanatlarını tabana uyarladı..." tarafsız haber barış biner blog

Kripto Ulusalcılar ve Yeşil-Beyaz Türkler!

Kripto Ulusalcılar ve Yeşil-Beyaz Türkler! Türk siyasetine iki yeni kavram öneriyorum.  AKP iktidarının ilk yıllarında toplum, sanal tanımlamalarda da ikiye bölünmüştü hatırlayacak olursanız! Hatta, bölündürülmüştü desek de yanlış olmaz, fakat bu kelimenin kaba kaçacağını düşünerek kibarlaştırdım. Aslında bu bir projeydi, fakat uyum sorunu aşılamadı(!)   Evet! Neydi o kutuplar? Muhafazakar demokratlar ve karşılarında Beyaz Türkler! Amaç belliydi! Bir kutba kötülük atfederek demokrat İslamcılık modelinin önünü açmak! Bizim Beyaz Türkler mahallesinden de oltaya takılanlar olmadı değil! Kandırıldık! Fakat, proje, amaçlanın ötesinde bir yere evrilince Erdoğan ittifak değişikliğine gitti ve tek amacı sonuna kadar uzatılmış bir iktidardı...  Neyse, o gün bugün çok şey değişti, Erdoğan Fethullahçılar yerine Ulusallarla ittifak etti! Sadece iktidarı uzamadı, sisrem de dizayn edildi ki burası ayrı bir siyasi değerlendirme konusu, bizim konumuz kavramlar!    Erdoğan Ulusalcılar ittifakında Ulusa

Kılıçdaroğlu kazanacak adaydır... Biner'den Twitter'da dikkat çeken analiz...

 Kılıçdaroğlu kazanacak adaydır... Biner'den Twitter'da Dikkat Çeken Analiz  Kılıçdaroğlu kazanacak adaydır... Geçmişi bir kenara bırakın. Bu seçim için... Gazeteci Gökhan Özbek:  "Size bir şey söyleyim; CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na büyük operasyon çekiyorlar. İşin içinde CHP Genel Merkez yöneticileri de var…"   [Barış Biner Özbek'in Tweet'ine yanıt veriyor.]   Barış Biner: "Kazanacak adayı frenliyorlar. 2018'de de İlhan Kesici ve Abdullah Gül kazanacak adaydı, frenlediler. Kemalist dostlarım kızmasın, ben Kemalist'im. Fakat, burada 'tarafsız haber' yazdıysam, geeçekleri yazmaya devam edeceğim. İşimize yarasın yaramasın. Sadece gerçekler....      Bugünün de kazanacak adayı Kılıçdaroğlu olduğu için ona operasyon çekiyorlar. 2014'ün de kazanacak adayı Abdüllatif Şener'di. Orada da operasyonu MHP çekti. Belki de istemeden de olsa kötü adaya yönlendirdi. (Hafifletirsek.) İnce de kaybeden adaydı. Bence, kaybedeceği de biliniyordu.    Kılıç

Sahte Doktor ve Twitter Trolleri

Sahte Doktor ve Twitter Trolleri Özkiraz soy isimli bir 'sahte doktor olayı...' Sahtekarlık tamam! Adilik tamam! Ben de ekleyeyim, bir psikolojik vaka! Bir insanın bu kadar sahtekar olabilmesi için normal olamaması gerek(!) Rapor alıp yırtması adına asla yazmıyorum, sahtekarları korumadığımı bilirsiniz! Fakat, lakin, ama... Olay ilk ortaya çıktığında yandaş medya pek atlamadı! Bir de ne görsünler! Soy ismi muhalif anketçi Kemal Özkiraz ile aynı! Buldular bir hazine!    Avrasya Anket Başkanı Kemal Özkiraz acilen açıklamasını yaptı: (Hukuk devletinde suç bireyseldir! Bizde hukuk olmadığı için açıklama yapmak zorunda kaldı!) [Kemal Özkiraz]   "Bu şahıs, babamın amcasının torunu. Bizim de medyadan haberimiz oldu. Şaşırdık!"   Şimdi, bu troller var ya! Troller, saldırdıkça saldırıyor! Yandaş medya hazine bulmuş gibi konuyu işliyor! Akrabalık üzerinden suç atfetme iklimi, bu iktidarın hiç de başvurmadığı bir şey olmasa gerek!.. Bank Asya'nın önünden geçenlerin sorguya a

Yavuz Ağıralioğlu'nun 'Anti Kılıçdaroğlu' Koşusu

Yavuz Ağıralioğlu'nun 'Anti Kılıçdaroğlu' Koşusu Yavuz Ağıralioğlu'nun Kılıçdaroğlu'nun adaylığına açık açık ve üstelik de merkez yandaş medyada imalı ve iddialı bir şekilde bu konuyu işlemesi, gündeme getirmesi, bir siyasi saflık değil iç operasyon. Bu operasyon Saray'la bağlantılıdır demek keskin ve kanıtlanamayacak bir iddia olur. İyi Parti tabanında Ağıralioğlu gibi düşünenler oldukça fazla ve yoğunlukta. Akşener bu karşı çıkışı bilmiyor mu? Elbette biliyor. Siyasette neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğiniz önemlidir! Akşener'in de bir planı vardır! Biz, bunu, aday açıklandığında öğreneceğiz ki muhtemelen Kılıçdaroğlu aday olacak ve kazanacak!.. Fakat, Ağıralioğlu'nun bu aday krizini bilerek tetiklemesi sorun. Büyük bir sorun! Kurt bir siyasetçi değil mi? Elbette kurt bir siyasetçi ve amacının da ötesinde bir hedefe doğru ilerliyor! Kılıçdaroğlu aday olduğunda, 'bizatihi' içeriden, zaten yıpratılmış bir aday olacak ve buna katkısı nedeniyle nası

Kripto Ulusalcılar Mı Bizi Yönetiyor? Erdoğan, Neyi Kaybettiğinin Farkında Mı?

 Kripto Ulusalcılar Mı Bizi Yönetiyor? Erdoğan, Neyi Kaybettiğinin Farkında Mı?  Türkiye'deki siyasal mücadelenin, Erdoğan ve sekülerler arasında yaşandığını düşünmüyorum. Ulusalcılar, hadi şöyle diyeyim, kripto ulusalcılar ile demokratlar arasında bir mücadeleye şahit oluyoruz. Muhalefetteki demokratlar çok geniş bir yelpaze. İktidarsa sınırlı bir alanda...   Erdoğan, siyasal benliğini ve 'esas tabanını' Bahçeli ittifakıyla kaybetti. Dönüştürdü. Dönüştürdüğü aslında kaybettiği anlamına gelir. *barış biner twitter'dan alınmıştır.

Artık 'O' Senaryo da Konuşuluyor!

Artık 'O' Senaryo da Konuşuluyor!  Siyaset bilimci Nezih Onur Kuru:   "Sıkça paylaşılan bir risk analizi raporunda, muhtemel seçim sonucu senaryolarından biri yok: Cumhurbaşkanlığını muhalefetin, meclisi Cumhur İttifakı'nın kazanması"   Ve yanıtım:   [Barış Biner] "En çok olasılık dahli. En olası senaryo bugüne göre. Aksini, tersini söylüyor AKP teşkillatları! (Reis alır, Meclis'te kaybederiz diyorlar!) Hayır öyle değil! Erdoğan seçilemiyor! Meclis kritik! Oy oranı açısından şüphesiz muhalefet önde bitirecek! Milletvekili sayısı açısından, 'değiştirdikleri sistem' ucu ucuna son buldurur!"  Buraya ek bir not ekleyeyim: Erdoğan'ın seçilme şansı çok düşük. TBMM'ye gelince: Muhalefetin çoğunluğu alabilmesi için uyum gerekiyor ve yerel ittifaklardaki matematiksel planlamanın tabanlarda karşılık  bulması gerekiyor. tarafsız haber barış biner blog 25.11.22

TÜRKİYE'DEN MANZARALAR! MUTSUZLAR! NEDEN Mİ?

 TÜRKİYE'DEN MANZARALAR! MUTSUZLAR! NEDEN Mİ? Barış Biner Tweet'leriyle Türkiye hakkında genel bir 'siyasi/sosyolojik' değerlendirne yaptı. İşte O Tweet'leri "Türkiye'de insanlar mutsuzlar... İfade özgürlükleri yok, baskı altındalar ve derin ekonomik krizle boğuşuyorlar... Yoksulluk ve mutsuzluk her geçen gün artıyor... Güne karanlıkta uyanıyorlar... Bu da iktidarın enerji şirketlerini memnun etme ve'Arap dünyası saat dilimi zorlaması' Türkiye'de Erdoğan'ı desteklemeyenlerin önemli bir kısmı teröristlikle itham ediliyor. Geçtiğimiz gün, Erdoğan'ın destekçisi bir siyasi, Türk marketlerini Fethullahçılık'la suçladı. Türkiye'nin çok karmaşık bir siyasal yapısı var. Erdoğan sürekli müttefik değiştiriyor... Türkiye'de Erdoğan iktidara geldikten sonra çok şey değişti. Erdoğan Batı, ABD ve Gülencilerin de desteğiyle iktidara gelmişti. Şimdilerdeyse, geçmişteki ezeli rakibi Baykal'ın kızı gibi birçok ulusalcı aktörü müttefik olar

Sen' 'Siz' hitabı ve Trakyalı Mutlu İnsanlar

 'Sen' 'Siz' hitabı ve Trakyalı Mutlu İnsanlar Bir gazatecinin, sen ve siz hitabeti üzerine attığı bir Tweet... Pazar günüydü... Ve bir pazar/yaşam yazısı tadıyla, yöreselliği de katarak sunum yaptım. (Yanıt verdim. Konuyu renklendirdim.) Tweet'leri birleştirerek sunuyorum sizlere.  Öncelikle ifade ederim ki genel olarak siz ve sen hitabı, taşra ya da kentlilik olarak farklı bir sosyolojide ele alınabilir. Yöresel olarak elbette değişebilir ki bunun dışında, kişilerin arasındaki özel alanı da ifade eder. Her zaman genellemekse yanıltıcı ama... Kısaca, şöyle Tweet'ledim ve bu anlatıyı, Trakyalı veya Kırklareli insanların mutlu olması efsanesiyle birleştirdim. İşte o Tweet'lerim: " Sen'li hitabet bir samimiyet göstergesi. Yöresel olarak değişebilir davranışlar. Örneğin, ben Babaeski'de yaşıyorum. Burası bir ilçe. Ve genelde Trakya'da insanlar 'sen' diye hitap eder. 'Siz' dendiğinde bu bir uzaklık, mesafe olarak algılanır, tepki

Barış Biner'den Hıncal Uluç Sosyolojisi Okuması!

Barış Biner'den Hıncal Uluç Sosyolojisi Okuması!  Barış Biner, attığı Tweet'lerde, gündem yaratacak bir Hıncal Uluç okuması yaptı...  İşte O Tweet'ler:   "Milliyetçi/laik görünümü nedeniyle, Hıncal Uluç gibi, zihin yapısı olarak yereli aşamamış, evrensel değer ve görgülerden bi haber insanlara, geçmişte önem atfettiğimiz için 20 yıldır bu cehalet cenderesinden çıkamadık. Biz Kemalistler, hatalarımızı gördük. Toplum da eğitimleşti⌛ Hıncal Uluç Ak Parti'nin kentleşmiş haliydi. Bu iklimi, bu ideolojiyi biz Kemalistler, geçmişteki hatalarımız nedeniyle biz doğurduk. Şimdi aynı hatayı daha da despotlaşan/erilleşen AKP yapıyor. Bizim ulusalcılar, orayı da ele geçirip daha da erilleştirdiler. Toplumsa çıta atladı Çıta atlamamızda en büyük unsur, köyden kente göç, internet ve teknolojinin yaygınlaşması, ortak acılardır.  Sınırlar ortadan kalktı. Artık bir Kemalist de bir İslamcı da daha eğitimli. Hıncal Uluç ideolojisi ise olduğu yerde sayıyor, büyümüyor, küçülüyor. Gerçek

1 Günde Bahçeli Nasıl Bitirilir Operasyonu! HDP ve Zafer'in Zaferi!

 1 Günde Bahçeli Nasıl Bitirilir Operasyonu! HDP ve Zafer'in Zaferi! Barış Biner, sıraladığı Tweet'lerle AKP-HDP buluşmasına Devlet Bahçeli'nin örtülü onayının, Bahçeli'yi bir günde bitirdiğini, aynı tabana sahip Zafer Partisi'nin önünü açtığını ve HDP'ye meşruiyet atfı yapılarak, HDP ve 6'lı Masa'nın da önünün açıldığını vurguladı. Mealen, bundan sonra, HDP ve Zafer Partisi'ni durduramazlar, Erdoğan'ın danışmanlarının büyük hatası, eğer bir kasıt yoksa, Bahçeli 1 günde bitirilmiş ve 6'lı Masa'nın da önü açılmıştır dedi. İşte, Barış Biner'in O Tweet'leri: "Düşündüler. Kapatırsak bize yaramaz. Görüşürürsek oy gelebilir belki! Görüşerek HDP'ye meşruiyet atfı yaptılar! Büyük stratejik hata! Bahçeli tabanda sıfırladı kendini! Muhalefet artık HDP ile görüşebilir! Görüşemez denildiğinde Cumhur+HDP fotoğrafı önlerine konur! HDP artık meşru! Muhaliflerin, Erdoğan'a bu taktiği verenleri tebrik etmesi gerek... HDP ve Zafer Part

Yöneylem Anketi Yorumum: Kılıçdaroğlu Mu İmamoğlu MU?

Yöneylem Anketi Yorumum: Kılıçdaroğlu Mu İmamoğlu MU?    Merhaba... Twitter'da sınırlı sayıdaki karakterle detaylı anlatım yapamadığım kanaatime vardım. Bu yüzden, blog yazılarımı artıracağım. Sosyal medya güzel bir alan. Bilgiyi ben de oradan ediniyorum. Fakat, belli bir noktada kapalı bir fanusun içinde hissediyorsunuz kendinizi. Aynı bilgiler, tekrarla dolaşımda kalıyor ve yüzünüze çarpıyor. Duvarları aşmak gerekiyor. Diğer mecraları da hem bilgi almak ve hem de bilgiyi yaymak adına ihmal etmemiz gerekiyor. Mahallemizden çıkıp, dolaşmamız ve farklılıkları, yeni bilgileri, değişen sosyolojiyi deneyimlememiz gerekiyor. Aksi halde, sadece Twitter, aynı yolu günde 3 kez tekrarlamak anlamına geliyor. Yararlı ama ara ara virgül bırakmalıyız...      Gelelim konumuza... Yöneylem seçim anketinde göze çarpan bir veriyi yorumlayacağım size. Öncelikle şunu ifade ediyorum, Mansur Yavaş bölümüne değinmeyeceğim. Çünkü, Yavaş'ın adaylığını farklı sebeplerle olası görmüyorum. Oy oranları ank

Tele1 ve Enver Ayver Aysever'in ayrılığı konusunda Barış Biner Twitter'da ne yazdı

 Tele1 ve Enver Ayver Aysever'in ayrılığı konusunda Barış Biner Twitter'da ne yazdı! Tele1 Enver Aysever ile yollarını ayırdı. Tele1 Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Merdan Yanardağ Aysever'le yolarının ayrıldığını, "TELE1'de hafta içi her gün 11.00-13.00 sarasında "Gündeme Not" programını yapan Enver Aysever ayrılmış, ay sonu itibarıyla program kaldırılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyururuz. Arkadaşımıza katkıları nedeniyle teşekkür eder, başarılar dileriz." Tweet'iyle duyurdu. Barış Biner, Yanardağ'ın Tweet'inin altına, konuyla ilgili şu yorumları yaptı: "Bu konu hakkında çok şey yazılır.  1) Gazetecilik yapıyordu. 2) Algıda iktidarın işine geliyordu. 3) Zor bir dönemden geçiyoruz. Dikkatli bir dil kullanmalıyız. Tarafgilliğim demokrasiyi kurtarma yaklaşımım. 4) *Normalleşen Türkiye'de en iyi televizyoncudur. 5) Tele1 korunmalı👌 Tele1 ve Enver Aysever birbirinden  daha değerli unsurlardır.  Biri, en iyi televizyon kanalı, diğeri

Hüseyin Baş Aranan Lider mi?

 Hüseyin Baş Aranan Lider mi? Hüseyin Baş'ın 6'lı Masa'ya katılımı olumlu etki yaratacaktır. Oy oranın ötesinde son derece etkili bir figür. Sosyal medya vasıtasıyla da özel bir hayran kitlesi yarattı. Yeni yüz arayan gençlik için heyecan verici olacak. Gönül rahatlığıyla aralarına almalı 6'Lı Masa. İdeolojik olarak, muhafazakarlığı ve Atatürkçülüğü birleştiren bir noktada. Bu anlamda, 6'lı Masa'daki muhafazakar partilerin rekabet alanına girdiği söylem/tabana sahip. Tereddütü anlıyorum. Fakat, bazen çoğulculuk pastayı (Seçmen pastasını) azaltmak yerine artırabilir. Uluslarası konjontürde biraz daha Rusya yanlısı gibi gözükmesi, Batı değerleriyle imaj yaratma hedefinde olan 6'Lı Masa'nın, kısmi tereddüt alanlarından biri de bu konu olabilir. Fakat, grubu 'iyi niyetli' ve Erdoğan'a her zaman mesafeli olmuş bir 'portföy'de. Geçmişte Fethullahçılara karşı Baş grubunun keskin ve dik duruş göstermesi dip not alarak yazmamız gereken bir kon

SÜT DÖKME EYLEMİNE 'TERÖR' DEDİLER!

 SÜT DÖKME EYLEMİNE 'TERÖR' DEDİLER! Dün akşam, Kanal D haber bülteni, yurt dışında, hayvansal kaynaklı süt ürünleri, market içinde yere dökerek protesto eden veganların eylemini, 'terör estiren eylem' olarak gördü. 'Ziyan ettiler!" Dedi. Oysa, merak etmesinler, o insanlar görgülü insanlar, parasını da ödemişlerdir. Kanal D ana haber bülteninin içreriğinden hangi yetkili sorumluysa, kara cahil. Eğitimli cahillerden. Geri kafalı. Ve bu zihniyeti sizlere merkez medya olarak yutturuyorlar... Marjinal düşünceli bir azınlığın evrensel tezlerde ayıplanacak yaklaşımını... Şunu da unutmamalar ki barışçıl (silahsız) eylemden terör çıkmaz. Avrupa bunu biliyor, Kanal D Haber'de biliyor, fakat beyin yıkıyor! *BARIŞ BİNER TWİTTER GÜNÜN YORUMU

90 Kuşağı Barış Biner Uzan Medya'ya Erdoğan Kayyum'u atandığında neler hissttiğini Twitter'dan yazdı...

90 Kuşağı Barış Biner Uzan Medya'ya Erdoğan Kayyum'u atandığında neler hissttiğini Twitter'dan yazdı...  Cem Uzan'ı ben bir siyasetçi olarak değil medya patronu olarak görüyorum. 90'lı yıllarımızın bir sembolü. Mutlu bir çocuktum. Medya özel ilgi alanımdır. 90'ların aktörleri her anlamda özel bir yere sahiptir benim için. Uzan'a 90 kuşağı böyle bakıyor ki medyasına hayrandım. (Laik) SHP'ye saldırdıkları için Star1'e kızar, fakat yine devlet tekeline karşı Star1'i izlerdim. TRT'nin yayınları Star'ın yanında sönük ve resmi kalıyordu. Işıl ışıl, sıcak bir sunumu vardı Star1'in. O kadronun önemli bölümü bugün yandaş medyada yazıyor. Özal'la ayrılınca sola kaydı. Star medyanın son yılları daha da başarılıydı. Televizyonculuk nasıl olur öğretiyorlardı. En başarılı bulduklarım, Orhan Uğuroğlu ve Can Ataklı'ydı... Erdoğan bu medyaya el koyduğunda çok üzüldüm. Aslında, laik, Batılı Türkiye'ye el koyduklarını biliyordum. Rejimi ele

Twitter'da yazdım: Kılıçdaroğlu ve Başörtüsü Hamlesi

Twitter'da yazdım: Kılıçdaroğlu ve Başörtüsü Hamlesi Şunu da unutmamak gerekir ki Kılıçdaroğlu aday olacaksa, CHP'nin 1.parti olma olasılığı da o konjonktürde artıyor ve muhafazakar açılıma bir de bu yönden bakmak gerek.  Fakat, fakat, AKP'yi 49'lara ulaştıran şeyin de başörtüsü olduğu bilgisi yanılgıdır!  Yine de ikna yöntemidir! Karakter sınırlaması var, tek tek ayırarak açalım. 1) Aday Kılıçdaroğlu olduğunda bu durum CHP'ye rüzgar olarak yansır. Anketlerde AKP/CHP makası kapanıyor bunu unutmamak gerekiyor. Kılıçdaroğlu CHP'yi merkez ve birinci parti yapmak istiyor, halkaları birleştirdiğimizde. + 2) AKP'nin aldığı 49'ları başörtüsü üzerinden okumak yanlış olur. Böyle olsaydı, Refah %22'de tıkanmazdı! Evet, toplumumuz sağcı ve muhafazakar, fakat sanıldığı kadar da aşırılıkçı değil. Başörtüsü sorunu yaşasa da ANAP/DYP gibi laik tandansa oy verebilecek kadar merkezdeydi! 3) Dolayısıyla, bu anlamda, başörtüsü AKP'yi 49'a getiren bir unsur deği

Kılıçdaroğlu ve Türban meselesinde bir parantez: İmamoğlu nasıl seçildi?

 Kılıçdaroğlu ve Türban meselesinde bir parantez: İmamoğlu nasıl seçildi? Kılıçdaroğlu kadınların kılık kıyafetlerinin yasal güvence altına alınacağını duyurdu. Başörtüsü serbestliği ayrıntısını özellikle vurguladı.  Türban ve kuvvetli laiklik uygulamaları konusunda hassas bir yerde duruyorum. Kuvvetli laiklik uygulamalarının toplumların yararına olduğunu düşünüyorum. Fakat, Türkiye'de gördüğümüz üzere seçmenlerin bakış açıları farklı oluyor. Ve başörtüsü yasağı üzerinden mağduriyet alanı devşirip iktidara gelenlerin derdinin özgürlük olmadığını, İran'lı kadınların haykırışına mesafeli tutumlarıyla da görebiliyoruz. Mini eteğinden dolayı mahalle ve 'kamu' baskısı nedeniyle dışlanan bir kadının yanında durmadıkları gibi korkulan oldu ve Türban (başörtü) serbestliği atalamalarda ve kurum içi yükselmelerde, başörtüsü takanların lehine pozitif ayrımcılık olarak nüksetti. Bu da laik kesimin ve özgürlük savunucularının tepkisiyle karşılanıyor, doğal olarak...   Şimdi gelelim,

Cumhur Kimden Oy Alacak Ki?

Cumhur Kimden Oy Alacak Ki?  Atatürk'e karşı Vahdettin'in yanında! Festivallere karşı, müzik karşıtı tarikat yapılanmakarının yanında! Kürtlere karşı ırkçılığa varan bir tutum sergiliyor ki seçimle gelmiş Belediyelerini dahi parti devletinin yerel yönetimi haline getirmiş durumda. Sola karşı, merkez sağa karşı, demokrat muhafazakalara karşı... Aynı zamanda Türkçü ideolojiye de karşı olduğunu, İslamcılaşmış bir Avrasya milliyetçiliği anlayışını benimsediklerini görüyoruz. Şunu anlıyorum: Batı karşıtı, laiklik karşıtı, demokrasi karşıtı, anlayışlı ve donanımlı ılımlı bir muhafazakar milliyetçilik yerine marjinal sağ İslamcı milliyetçi bir alana sıkışmış durumda. Anadolu geleneksel muhafazakar milliyetçi akımlarından da uzak, neredeyse dünyanın düz olduğunu iddia edecek seviyedeki marjinal ve tarikat yapılanmalarına dayanan, müziğe dahi tahammül edemeyen bir azınlığın odak noktasına gelmiş durumda!   Değil ki Cumhuriyet değerleri, Osmanlı'nın ılımlı ve kabul edilebilir hoşgörü

Central Park'ta Bir Yalnız Adam: Erdoğan...

 Central Park'ta Bir Yalnız Adam: Erdoğan... Erdoğan'ın danışmanları hata üzerine hata yapmaya devam ediyor... Central Park'taki görüntüleri, "İşte Dünya Lideri Halkla İç İçe!" manşetiyle sipariş ediliyor... Kraliçe'nin cenazesine özel araç/uçak kısıtı olduğundan dolayı gidemediği, halkla ve Dünya ile bütünleşemediği o anlarda... Biden'dan randevu alamadığı ve park gezisine çıktığı o anlarda... Bu arada, neden Türkiye'deki bir park değil de ABD'deki bir park... Çünkü, Türkiye'de tanınıyor ve protesto edilebilir; ABD vatandaşları onu tanımıyor! Kurgu görüntüler hariç! O artık emekli, yaşlandı, yoruldu... Sıcak siyaset yerine park sohbetleri risksiz, stressiz!   Danışmanları ne yaptığının farkında mı? 20.09.22 Barış Biner Tarafsız Haber www.yazarbarisbiner.blogspot.com 

Günün Yorumu 'Son anketi yorumluyorum...'

 Günün Yorumu 'Son anketi yorumluyorum...' Aksoy Araştırma verileri diyor ki CHP ve AKP başa baş 29-30 bandın da. MHP 7. Cumhur, 37'yi geçemiyor. Bu sonuçlarla Erdoğan çeviremez. Korku ve panik yaratılıp yönlendirme yapmadıkları sürece. Şu ana kadar başaramadılar.  Ortay aday, Kılıçdaroğlu açıklandığında 1.parti değişir İyi Parti de önemli bir sıçrama beklemiyorum. Merkez sağa oturmayı ellerinin tersiyle ittiler. Bu Deva'ya bir şans daha doğurdu. Yavaş ısrarından vazgeçip Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerinde yeniden bir yükselme bekliyorum.  Toplumu aşırı sağcı tanımlama alışkanlığı doğru değil. 'Barış Biner Twitter'

Günün Yorumu 'Diploma ve Demirtaş Ustalığı' Kurt siyasetçi...

 Günün Yorumu 'Diploma ve Demirtaş Ustalığı' Kurt siyasetçi... Demirtaş'ın diploma konusuna değinmesinin nedeni, kitlelerle Erdoğan karşıtlığı üzerinden iletişim kurma üzerine. 7 Haziran seçiminde Erdoğan karşıtlığının tuttuğunu gördük. O yüzden içeride!  HDP'yi de merkeze çekti. Bu marifet diğer HDP'liler de yok! Siyaset ustalık gerektirir! Örnek verecek olursak, Gürsel Tekin iyi bir siyasetçi değildir. Selahattin Demirtaş iyi bir siyasetçidir. İdeolojinizin ne olduğundan ve partinizle taban/tavan bağından öte, etki gücünüz, zekanız ve neyi nerede ne zaman söyleyeceğiniz önemlidir. Demirtaş'ın başarısı yadsınamaz. 'siyasi zekanız' kimse yanlış anlamasın. İdeolojik duruş bazen gerekli, bazen de örtülmesi gereken birşey. Ergen siyaseti kaybettirir. Teşkilatı coştursa da. Muharrem İnce de bir başarısızlık örneği... 'Barış Biner Twitter'

Abdullah Gül'ün isminin gündeme getirilmesinin anlamı ne?

Abdullah Gül'ün isminin gündeme getirilmesinin anlamı ne? Abdullah Gül ismi, sadece, muhaliflerin kesin kaybettiği ve karşı kanadı bölmek için sürpriz aradığı bir senaryoda çalışabilir. Örneğin, 2018 seçimlerinde muhaliflerin kaybedeceği anketlere yansımıştı. Gül belki çevirebilirdi. Bugün, öyle bir pozisyon yok. Tersine Gül umut kırıcı Yani, Gül'ün gündeme getirilmesi, biz aslında kazanamıyoruz, sürpriz arıyoruzun anlamıdır. 2018 böyleydi. Bugün, muhalefetten tüm adı geçen adaylar açık ara kazanıyor. Peki, bugün Gül'ün adı neden gündemde? Aday olmayacağı (yapılmayacağı) resmen açıklandığı halde? İktidar kanadı, muhaliflerin şevkini kırmak için, 'umut kırıcılık' için gündeme getiriyor. Gül'e yakın kanat, Fehmi Koru, Levent Gültekin, Karar, Karamollaoğlu kanadı ise Gül'e değer atfetmek ve politik arenadaki geleceğine yönelik olarak 'unutulmamasını' sağlamaya çalışıyor. Dolayısıyla, Erdoğan'ın boşaltacağı İslami Sağ siyasette bir kalıcılık rolü atf

Seçmenimiz hepi topu üç buçuk küme! Nedeni?

Seçmenimiz hepi topu üç buçuk küme! Nedeni? Türk seçmenini kabaca tarif edeyim. Çok derin bir tanımlamaya girmiyor aslında. Büyük çoğunluk bizim gibi derin nüans ayrımları yapmıyor. Kabaca şurada toplaşıyorlar: Milliyetçilik'le Ulusalcılık arasında duran bir çizgi.  Demokrat muhafazakar. Kürt sorunu hassasiyeti olan çizgi. Kısaca, bizim bilimsel olarak tanımlamaya çalıştığımız çizgiler, genel çoğunluk da olmadığı gibi 3 ana çizgi üzerinden bakış var. Yani, taban'da SOL yok; taban'da radikal sağ yok. 3 küme var. Ve bu 3 kümenin tamamı merkezde duruyor. Milliyetçi, demokrat, Kürtler. Hepi topu bu. Dolayısıyla, bizim tanımladığımız ara renkler; örneğin, liberal sosyalizm gibi! genel seçmende bir karşılık bulmadığı gibi kendini sol veya sağ olan ifade edenler de merkezde duruyorlar. Sol diye bir şey olmadığı gibi radikal sağ da yok'a yakın. Merkez Merkez Sağ ve Kürt kümeleri Sonuç: 'AKP neden oy kaybediyoruru' Cumhur İttifakı buradan okumalı. Ara kümelerin artması i

Kamuoyunda Derin Devlet diye tanımlanan kişilerin Erdoğan'la siyasi koalisyonu...

Erk Acarer'in, "Bu arada Levent Göktaş Atatürkçü bir asker değil bunu da belirtmek isterim. Seccadesini yanından hiç ayırmaz. Alperen bir çizgidedir. Erdoğan ile de yakın ilişkileri olmuştur!" içerikteki Tweet'ine yanıtımdır: "Kamuoyunda Derin Devlet diye tanımlanan kişilerin Erdoğan'la siyasi koalisyonu... Erdoğan'la şu an ortak olan tüm Ulusalcılara şüphe ile bakılmalı... Levent Göktaş dahil! Atatürkçülük'lerinden şüphe etmiyorum. Atatürkçülük'ün birkaç versiyonu var. Fakat, laikliği güvenlikten daha önemsiz görenler, zaten, Erdoğan'ın ortağı derin devlet grubu; ve koalisyonda! Onlara göre, Atatürkçülük şu an icra ediliyor. Sadece, siyaseten Erdoğan'ın önünü açıyorlar. Yani, siyaset etme kısmına karışmıyorlar, aksine onun önünü açıyorlar. Karşılık olarak da kadrolaşıp rahat hareket alanı elde ediliyorlar. Kazan kazan koalisyonu. Okumam, fikrim böyle... Erdoğan'da onlara fazla rahat hareket alanı açtık diye Ergenekon diye tarif edilen

Günün Yorumu / Dodurga Fatihi Derin Devlet(!)

Günün Yorumu / Dodurga Fatihi Derin Devlet(!) Günün Yorumu Dodurga Fatihi Derin Devlet(!) Dodurga'dan analiz çıkmaz, derin devlet çıkar... Nüfus ne kadar azsa derin devletin etkisi o kadar çok olur. Dodurga'daki seçim planlaması, oluşturulması bile bu algı yönetiminin çalışması olabilir. Devlet, Dodurga'ya çökmüş olabilir! CHP, İyi Parti, HDP aday çıkarmayarak bu algı oyununa kurnazca eşlik etmediler. Ve ona rağmen Dodurga'da bir önceki seçime göre oy kaybettiler. Neden, %100 oy çıkaramadılar(!) bunu analiz etmek gerek!  Dodurga fatihlerini rahat bırakın... Son 11 ay... Eğlenmek onların da hakkı(!)

Ümit Özdağ...

  Ümit Özdağ... Kararsız kararsızların, adres arayanların bir anlamda sesi oldu. İktidar ile muhalefet arasına sıkışan... Kuşkusuz ki dili çok kötü, ırki söylemleri de onaylamamız mümkün değil! Fakat, ezilenlerin ve seslerini duyurabilmek isteyen orta eğitimlilerin içindeki sonuç arama içgüdüsüne yönelik duygulara hitap ediyor... Özdağ söylemiyle, Millet İttifakı'na, yani, muhalefete muhalefet ederek zarar veriyor ama aynı dil, aynı yakışıksız dil, toplumun bir başka kesiminden, özellikle Cumhur İttifakı içinden de destek buluyor olmalı... Bu anlamda, her 2 ittifaka da zarar vererek bir orta yol açıyor... Suriyeliler söylemi konusunda toplum 2'ye ayrılmış durumunda gibi bir ifadeyi kullanamayız, bu politikayı, bu hassasiyeti toplumun önemli bir kesimi destekliyor... Öte yandan, İslamcılaşmış milliyetçiliğe bayrak açarak, radikal milliyetçi duygular üzerinden tanımlanan, bir sağ Atatürkçülük dili kullanıyor ki bu da toplumda karşılığı olan bir olgu. Sonuç olarak: Dilin kötülüğ

Cumhur Türkiye'yi Okuyamıyor

 Cumhur Türkiye'yi Okuyamıyor Cumhur İttifakı yöneticileri, özellikle internetin yaygınlaşmasının da etkisiyle Türk seçmeninde olan değişimi/dönüşümü idrak edemiyorlar. Seçmen sola kaydı. (Kendi soluna) İdraktan kopuklar, 1800'lü yılların kafasıyla gidiyorlar. Çok ağır bir yenilgi alacaklar. Türkiye'de 2 şey oluyor: Zulüm arttıkça seçmen kendi soluna kayıyor! Zulmü din/milliyetçilik adına yapanlar bu değerleri bitiriyor. Vicdan, bu kadar da olmaz duygusu hakim oluyor. Sol/sağ Kemalistle/Dindar yakınlaşıyor. Ters yönden bir devrim bu. Zulmün sonucu. Makas kapanıyor. İnternetin yaygınlaşmasıyla gençler/yaşlılar, eğitimliler/eğitimsizler arasındaki makas da açılıyor! AKP Cumhuriyetçilerin hakim olduğu bir beldeyi kazanırken, metropolleri bir bir veriyor... Burada eğitim farkı devreye giriyor ama! Cumhur kendini çok dar bir alana HAPSETTİ... Dipsiz bir kuyuda adeta... Kutuplaşma bir yere kadar çok iyi sonuç verir. Fakat, bu algıyı gereğinden çok ve anlamsız kullanırsanız işlevs

Tayyip Erdoğan'ın Tükenişi

  Tayyip Erdoğan'ın Tükenişi Erdoğan'a 'aşırı İslamcı' görüntüler kaybettirecek... Milliyetçi dindar çizgisini, Akar, Soylu, Bahçeli, Perinçek gibi aktörler üzerinden gördük! Oysa o, bir kültür adamına, 'adeta' idam verirken de bağnazlıktan (Milliyetçilikten çok aşırı sağcılığın radikal muhafazakarlığından/Batı düşmanlığı) besleniyordu! Ve son Suudi Arabistan gezisi... Kareler, ılımlı seçmeni de uzaklaştıracak! O hiçbir zaman Türk milliyetçisi olamadı, olamıyor ve olamayacak! Ümmetçi/Türkçü rekabetinde dengeyi tutturamamış görünüyor! Ilımlı dindarları değil sadece, Türkçü bakışla da çelişen kareler sunuyor! Yenilgisinin eseri olabilir mi? Diz çökme, para için. Kim yazdı bu stratejiyi? Belli ki Erdoğan'ı Saray'ın gizli koridorlarında yanıltıyorlar, hata yaptırıyorlar... Bir gizi el vardı sanki, onun yasağını kaldırıp 7 Haziran'da yenilmiş Erdoğan'a hayat veren! Onlar mı yazıyor senaryoyu? Çok çöküş gördük de böylesini asla... Bu bir tükeniş aslı

Maske: Kimsin Sen? Yayından Kalktı! Peki Ama Neden?

 Ve... Maske: Kimsin Sen?   Yayından Kalktı! Peki Ama Neden? #MaskeKimsinSen yayından kalktı! Eroğan hedef göstermişti! Bir maske yarışmasından dini anlam çıkarılması soyut ve yanlı bir yorumdu oysa! Amaç, elbette din değil, siyasete malzeme aramaktı! Sıradan bildiğiniz maske işte! Maske! Masum bir obje! Din ya da siyaset ürünü değil, sadece çocukların oyuncak yapacağı, ya da kutlamaların masum sembolü maske! Maske üzeinden RTÜK Başkanı da FOX'u hedef almıştı! Talimatı kimden aldığını biliyorduk!  Ve... Maske: Kimsin Sen? Yayından Kalktı! Peki Ama Neden? Siyasette Erdoğan'ın elindeki gündem değiştirme maddelerinden birini ortadan kaldırmak için FOX bu kararı almış olabilir! Ancak! Her geri adım, bir geri çekilme olarak değerlendirilebilir. Yani, bir özgürlük alanında daha geri çekildik! Bu muhasebe yapılmış mıdır, onu bilemeyiz! (İzlenme oranı demeyin! Bu en masum (saf) yorum olur!) Barış Biner