Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
6'lı Masa'ya dair... 6'lı Masa ile ilgili birçok haber yapılmıştı. Medyadan okuduğunuz üzere. Akşener masayı dağıtacak, Yavaş veya İmamoğlu'nu aday gösterecek şekilde. Spekülatif bulup önemli bir kısmına inanmamıştım. Önemli bir kısmı iktidar yandaşı TV100, CNNTÜRK, HABERTÜRK çıkışlıydı ki bu zaten şüpheli bakmamız gereken bir yayılma metoduydu. Fakat, son dönemde Akşener ve Kılıçdaroğlu arasındaki hafif eleştirel laf göndermelerini şaşkınlıkla karşıladım, çünkü, bu gerçekten beklediğim bir şey değildi. Her ne kadar, tabanlarını tutma gayratiyle bu laf göndermelerini yapıyor olsalar ve yandaş medyanın arzuladığı kırılma olmamış olsa bile artık bu göndermelerin yerinin bir ortak program ve aday üzerinde uzlaşıldığına yönelik kamuoyuna deklare etmenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Anketlerde 40 iktidar, 60 muhalefet dengesi sürüyor ama bu laf göndermelerinin son bulup bir an önce birlik olduklarının görüntüleri verilmez ise tehlike çanları çalmaya başlayabilir. Seçm