Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
Sosyal Medyasız Hayat
Sosyal medyasız hayatı deniyorum. Son derece mutluyum. Bildirim yok, DM (Mesaj kutusu) yok, stres yok, kafam rahat. Dahası, sosyalde olmamın tek nedeni haber takibi ve içimdeki gazetecilik hobisiydi. Tespitlerim şu: Sadece Twitter üzerinden bir takip yaptığınızda, evet, ilk bilen oluyorsunuz, evet kısa sürede onlarca konudan haberli oluyorsunuz, fakat günün sonunda bir bakıyorsunuz ki her habere yetişeceğim derken aslında olayın özünü kaçırıyorsunuz. Ayrı kaldığım dönemde haberleri tek tek orjinal sitelerinden tıklayarak okudum, haber kanallarının canlı akışını takip ettim. Böylesine orjinal ve belki eski bir yöntemle hem daha daha fazla bilgi edindim, hem de stresten uzak durmuş oldum. Yoruldum çocuklar yoruldum, ben çok yazdım sosyalde, aydınlık için çok mücadele ettim, gençlere devrediyorum. Vicdanım rahat, görevimi yapmış olmanın gururu ile. Devlet içerisindeki yapılar Erdoğan'la siyaseten koalisyonunu sürdürdükçe bizim buradan demokrasi, insan hakları, adalet çağrımız seçim karnesine yansımıyor. Siz asla pes etmeyin. Bir toplumun eli ne kadar kalem tutarsa devletine yön verebilme yetisi, yeteneği olur. Bugün her bir vatandaş bir basın adayıdır. Yazı tıpkı medya gibi inanılmaz bir güçtür. Senin iradendir. Seçim karnesi bilinçli bir direnişle değişebilir. Bir vatandaşı var eden olgu sorgulama yeteneğinidir. Türk siyasetindeki kırılmalar her ne kadar dış ve devlet içerisindeki mücadelelerin bir yansıması olsa da bilinç düzeyi artmış bir toplumun Ortadoğululuğu aşıp medeni dünyaya adımlayabilmesi imkansız bir rüya olmasa gerek...
Barış Biner
Yorumlar