ÖZGÜR ÖZEL
Özgür Özel tam bir taktisyen. İktidara alabildiğince muhalefet ediyor, bir bakıyorsunuz Erdoğan'la son derece samimi bir kare fotoğraf veriyor. İkili oynuyor ve her ne kadar tabanında çok cılız tepkiler de olsa bu çift yönlü cesur adımlar anketlere göre Özel'e puan kazandırıyor. 31 Mart'taki başarısının altındaki sır da güven veren, iş bitirici ve Türk halkının bakış açısına uygun Türk tipi Anadolu Solu siyaseti izlemesi. Kılıçdaroğlu ile ayrıldığı nokta samimiyeti, güveni ve seçmen algısında konumlandığı lider profili olsa gerek. Ciddiye alınıyor ve sonuç alıcı. Cesur ve kendine güvenen profilde. Yanlış anlaşılmasın, Kılıçdaroğlu öyle değildir demiyorum. Ekrem İmamoğlu gibi bir lideri keşfeden ve başarının ilk adımını 2018'de atan bir Kılıçdaroğlu'nun da hakkını yememek gerek.
Erdoğan'la olan dönemsel görüşmeleri parlamenter sisteme anlaşmalı geçileceği dedikodularını üretse de şu an dedikodudan ibaret. Bürokrasideki MHP kadrolarının AKP/CHP olası işbirliğine direneceği bir başka öngörüm. Dedikodu üzerinden yazmak doğru olmaz. Ne Erdoğan'ın MHP'den ayrılacak cesareti gösterebileceği, ne de masada kurgulanan senaryoların hayata geçeceği kanısındayım. Türkiye'de Sonbahar çok hareketli geçeceğe benzer. Şu anki tabloya bakacak olursak, ekonomik krizle boğuşan Erdoğan'ın yeniden partisine olan güveni toparlayabilmesi kısa ve orta vadede çok da mümkün gözükmüyor. Alternatifsizlikte bir alternatif olarak güven ve beğeni kazanan, partisini kitle partisi yapabilen Özgür Özel bu performansını sürdürebilecek mi göreceğiz?
AYVALIK
Geçtiğimiz hafta Ayvalık’taydım. Olağanüstü bir doğal güzellik. Dağ ve denizin birleşim noktası. Böylesine güzel bir Turizm noktasında ileri derecede park sorunu olması düşündürücüydü. Ayvalık, Cunda Adası ve Sarımsaklı sahilinde oldukça fazla gezilecek nokta var. Ayvalık, tarihsel bir mirası barındırdığı için sokakları dar. Restore edilmiş eski evler ile sokaklarının sadeliği, tarih kokusu bambaşka olumlu bir yanı. Fakat, araç parkını yapabileceğiniz bölgelerin de tamamı ücreti. Ücretli olmasına rağmen dolu. Sadece Ayvalık için değil tüm turizm kentleri adına yazıyorum, ücretsiz alternatiflerin de olması gerekliliği bir yana, bir kentin gelişiminde konuk araçlar için park yeri sıkıntısı olması yerel esnaf açısından da olumsuz bir sonuç doğurur. Yeme-içme fiyatlarına gelecek olursak abartıldığı kadar olmasa da yüksekti. Sarımsaklı Sahili'nin sıcak (güneyli) rüzgarlara açık olduğu için biraz bunaltıcı, Cunda Adası'nın ise coğrafi konumu gereği biraz daha havadar olduğunu söyleyebilirim.
Medya
Yaz döneminde ana haber bültenlerinden takip ettiğimiz önemli ekran yüzleri tatilde. Selçuk Tepeli (Now TV), Fatih Portakal (Sözcü TV), Can Ataklı (Flash Haber TV.) Siz bu satırları okuduğunuzda Can Ataklı Flash Haber TV ekranlarına dönebilir. Ana haber ekran yüzleri kanallar için son derece önemlidir, yeri kolay kolay doldurulamaz. İzleyici alışkanlıkları dolayısıyla o saat diliminde yaz sezonu dışında değişikliği tercih etmez televizyon yayıncıları. En aşina oldukları diğer ekran yüzlerinin saat dilimleri kaydırılır. Can Çoşkun'da Sözcü'de Fatih Portakal'ın yokluğunu en iyi şekilde dolduruyor. Ve Damla Doğan Tuncel... Sözcü Hafta Sonu Ana Haber... Bir haber bülteni ancak bu kadar akıcı ve dinamik sunulabilir. Teşekkürler, Damla Hanım, teşekkürler Sözcü TV.
YEREL
Trakya'da seçim sosyolojisi farklı yönde işledi. AKP iktidarının 2.döneminde belde bazlı kazandığı veya kazanıp kaybettiği ilçeler var. 1) Sosyolojik anlamda ulusal siyasetin bir yansıması var. MHP'yle olan ittifakı AKP sosyolojisini başka bir noktaya çekti. CHP muhafazakar alanda oy patlaması yaparken, Batı'da ve Marmara'da oyunu korumakla yetindi. AKP muhafazakar alanda oy düşüşü yaşarken seküler sosyolojide görece ve yerel bazlı tutunabildiği oldu. 2) Göç ve demografik değişim. Yerel seçimin kendi dinamikleri dışında, 'gözden kaçan iki etmeni' de hatırlatmak istedim. Bir de değişim olan bölgelerde, 'devrim oluyor' gibi tanımlamalar da okudum. Devrim, geriye değil ileriye doğru olur. Örneğin, CHP'den AKP'ye geçen bir yerel yönetime bu tanımlamayı yapamayız. Sosyal demokrasiyi baz alan bir siyaset ile demokrasinin temel nitelikleri ile sorunu olan bir parti aidiyeti değişimi, yerel seçim atmosferi her ne kadar yerel yönetim olanaklarıyla sınırlı olsa da devrim olmaz, olsa olsa geriye yönelim olur. Seçmen tercihlerine saygı duymak ve zaman tanımak geriyor. Siyaset sosyolojisi içerisindeki tanımlamaları düzeltme ihtiyacı hissettim.
Barış Biner
Not: Değerli takipçilerim. Sosyal medyada görüş beyan eden birçok insan var. Benim farkım, daha sık paylaşım yapmam ve yazı formatım. Bir diğer konu ise, ideolojik bir saplantım yok. Yeri geldiğinde Özgür Özel'i de, Kılıçdaroğlu'nu da, CHP'yi de eleştirebiliyorum. Çünkü kişilerle bir bağım ya da siyasi beklentim yok. İktidarı zaten eleştiriyorum ve bu anlamda Babaeski'de benim kadar cesurca eleştirebilen bir başka birini görmedim. Şunun için yazıyorum, diğer köşe ve köşeli yazılardan farkım ironili ve geniş çerçeveli bir eleştirelliğimin olması. Bence, ülkenin siyasetçiden çok, bağımsız gazeteciye ihtiyacı var. Ve bu anlamda gazetecilikten siyasete atılan her kim varsa onları doğru bulmadım. Bence, seçmeni etkileyen ana unsur medyadır. Tayyip Erdoğan medyayı bir şekilde ele geçirerek iktidar ömrünü uzatabildi. Demokrasi yerine sınırlı demokrasiye geçecekseiniz önce medyaya hakim olacaktınız ve Erdoğan bunu yaptı. Sindirme ve kayyum politikaları ile.
Bir de benim yazılarıma iyi bakın. Bir ideoloji satmıyorum. Doğru olan budur. Ben böyle düşünüyorum ve o nitelikte yazıyorum.
Ben Barış Biner, hepinize mutlu bir gün ve gelecek dilerim. Ülke adına da.
Yorumlar