Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu
Kırklareli Verisinin Genelin Bir Yansıması Olmaması Olanaksızsa Bu Seçmen Hareketleri Önemli Kırklareli'de HDP'ye 1; İyi Parti'ye 6 puan vermiş CHP. Toplam kaybı 7 puan... AKP'nin MHP'ye 2 puan kaybettiğini; MHP'nin İyi Parti'ye 10 puan verip 2 puanını koruduğunu ve AKP'den gelen 2 puanla 4'te stop ettiğini görüyorum. Geçişler Yurt genelinde de bu doğrultuda ise ki yerel şartlar ve iklim dışında orantıların kendi içinde genellenecek bir doğruluk payı vardır: CHP HDP ve İyi Parti'ye oy kaptırmış; MHP İYİ Parti'ye oy kaptırmış; AKP MHP'ye oy kaptırmış. Geçişler sınırlı alanda olmuş. Bu anlamda: 1) Sol'dan sola sağ'dan sağa geçiş var. 2) Sol ile sağ arasındaki tek geçiş noktası CHP ve İyi Parti arasında. 3) AKP ve MHP arasında yoğun seçmen gidiş/gelişi var. Aynı geçişin AKP ve İYİ Parti arasında olmamasının nedeni laiklik'e bakış açısı. Yine yoğun geçişin olduğu MHP ve İYİ Parti arasındaki ilişki MHP'nin AKP'ye