Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kılıçdaroğlu'na...

Kılıçdaroğlu'na... Kılıçdaroğlu tweet attığı veya demeç verdiğinde moralim bozuluyor, bütün umudumu kaybediyorum. Oysa her şey ne kadar güzel gidiyorken birden umutsuzluğa kapılıp çöküyorum. Ta ki bu demeç ya da tweet'ini bir an unutana kadar. Kaybetmişsin, ortamı bozma. Şu an ne dediğinin bir önemi yok, ne söylesen, yazsan, ne kadar güzel, sert ya da muhalif üslupla yazsan da toplumda etki uyandırmıyor, gündem olmuyor, karşılık bulamıyorsun. Şimdi de geçtiğimiz dönem de bu böyleydi. Kaybettin. Öyle ya da böyle. Haklı veya haksız ki sana devlet de haksızlık yapmış olabilir, tuzak da kurmuş olabilir, iktidarı vermemiş de olabilir. Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Fakat, bir gerçek var, toplumda karşılığın yok, ideolojinden bağımsız olarak etki uyandırmıyorsun, liderlik özelliğin yok. Özgür Özel'in lafı üzerine daha süslüsünü, daha sertini iktidara söylüyormuş gibi attığın tweetler ve beyanatların hiçbir ilgi görmüyor. Moral kaybından başka bir işe yaramıyor. Size tavsiyem, şu

YSK NEREYE KOŞUYOR?

YSK NEREYE KOŞUYOR? Değerli okurlar... İlgi ve alakanız üzerine, ''YSK GEREKÇELİ KARARI BİR TÜRLÜ YAZAMADI'' isimli yazımı huzurlarınıza bir kere daha sunuyorum. Yazıyı okumadan önce bugün attığım Tweet iletisini konunun vurgulanması gereken bölümü itibarıyla kayda geçelim önce... Nedir o; '' YSK isnat edilen sandıklarda, sandık kurulu üyelerinin sonuca fiili olarak tesir edecek faaliyette bulunduğunu, seçimin neticesine tesir ettiklerini ispat etmekle yükümlü! Gerekçeli kararda bunu ispat edemezse aldığı karar hukukun temel ilkelerine ve Anayasa'ya aykırıdır!'' YSK'nın gerekçeli kararı geciktirmesi etik değildir! Gerekçeli karar Anayasımızın temel ilkelerine ve hukuka uygun olmak durumundadır. Anayasal bir kurum Anayasamızın temel ilkelerine aykırı hukuk dışı bir karar alamaz. Alınan kararın hukuk ile çelişmesi durumunda YSK'nın ve kararının meşruiyeti tartışmaya açılır. Hukuku hukuk dışılık üzerinden tanımlarsanız zorlama bir durum

DSP NEYİN PEŞİNDE? YSK GEREKÇELİ KARARI BİR TÜRLÜ YAZAMADI!

DSP NEYİN PEŞİNDE?   YSK GEREKÇELİ KARARI BİR TÜRLÜ YAZAMADI! DSP NEYİN PEŞİNDE? 31 Mart seçiminde CHP adaylarına alternatif sol-kemalist adaylar çıkararak AKP’ye dolaylı hizmet eden DSP adayını tekrarlanan İstanbul seçiminden önceki gün çekmişti hatırlarsınız. Daha doğrusu DSP adayı İmamoğlu lehine adaylıktan çekildiğini beyan etmişti. DSP Genel Başkanı Önder Aksakal’ın basına yansıyan beyanlarına göre DSP İmamoğlu’na destek olup olmayacaklarını PM’de (Parti Meclisinde) oylamışlar. Lakin tuhaflık burada başlıyor ki bu sözde tiyatro oylamada İmamoğlu’na destek olmama; evet yanlış okumadınız İmamoğlu’na destek OL-MA-MA(!) kararı çıkmış meclislerinden(!) Tuhaflık buradada bitmiyor sevgili okurlar; CHP’yi FETÖ; PKK gibi terör örgütleriyle birlikte olma iddiası saçmalığını da yandaş Yenişafak’a açıklamışlar(!) Ecevit’in kemikleri sızlamıştır ki DSP’nin arkasından giderek İmamoğlu’na köstek olacak   tek bir Atatürkçü var mı ki? AKP’nin derin partisi DSP! Oradaki iyi niyetli arkadaşla

CHP'NİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUS YENİDEN DEMOKRASİ

CHP'NİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUS YENİDEN DEMOKRASİ CHP'nin dikkat etmesi gereken husus Haksız, hukuksuz bir şekilde seçim tekrarlanıyor olsa da muhaliflerin, özellikle CHP'nin seçimi çantada keklik gibi görüp yanıltıcı bir rehavete katılmaması gerekir! Onbinlerle ifade edilen bir fark seçim matematiğinde önem arzeden bir makas değil! Bugünden gördüklerimiz AKP ve CHP dışındaki diğer partilerden İmamoğlu'na yöneliş daha fazla olacak orantısal olarak... Lâkin, buraya da matematiksel olarak çok büyük değer arzetmemek gerek.  Oy kullanmamış olan Yedi Yüz Bin seçmeninde aynı şekilde hepsinin düzenli olarak oy kullanacağı ve tamamının AKP'ye oy vereceği safsatası bir mahalle dedikodusu ve algı çalışmasından öte değil. Yüzdelik dilim olarak ne kadarının sandığa gideceği bir yana gidenlerin eğilimlerinin matematiksel olarak AKP'nin ortalamasını hangi Yüzdelik veya Bindelik dilimde lehte etkileyeceği meçhul! İmamoğlu'nun mağduriyetten yana oy kazanacağı tahmi

HAK YİYORSUNUZ; ÇALDILAR DİYEREK İFTİRA ATIYORSUNUZ? ÇAMUR AT İZİ KALSIN MI?

HAK YİYORSUNUZ; ÇALDILAR DİYEREK İFTİRA ATIYORSUNUZ? ÇAMUR AT İZİ KALSIN MI?   Türm yaşananlar gözlerimizin önünde oldu! Azıcık bir idrak seviyemiz varsa 31 Mart gecesinden bu yana yaşananları hayretle ve üzüntüyle karşıladık! Bunun için bir siyasi partiye mensubiyetimiz gerekmez! Vicdanlar gördü ki önce Binali Yıldırım'ı sansasyonel şekilde önde gösterdiğiniz, gece yarısı İmamoğlu öne geçince veri akışını kestiniz! AKP kazandığında gün ağırınca açıklama yapan YSK sabah saatlerine dek sus-pus oldu! İmamoğlu kazanmıştı! Lâkin, yandaş NTV; CNNTÜRK gibi yayınlarına çıkardığınız sözde yorumcular "Buralarda bir şeyler olmuş! AKP'nin dışındaki, karşısındaki bir yapı örgütlü davranmış! Seçmen pusulasındaki kaydırmalar Gezi gibi bir organizasyonu andırıyor! Bu tesadüf olamaz!" Bile dedirttiniz(!) Ele geçirdiğiniz sözde merkez'le! Ve utanmadan program sunucusuna dedirttiniz ki "Efendim, İstanbul seçimlerini konuşmayacağız! Orası yargıda!" Yahu İmamoğlu almış, i

*Her Şey Güzel Olacak *SAADET ve DSP Ne Yapmalı?

*Her Şey Güzel Olacak *SAADET ve DSP Ne Yapmalı? Her Şey Güzel Olacak  İmamoğlu'nun sloganı son derece doğru! İmamoğlu mağdur ve bunu en açık şekilde ifade etmeli. Alın teriyle aldığı bir seçimi  ipe sapa gelmez, içinde en ufak hukuk kırıntısı olmayan, delil bile diyemeyeceğimiz şüpheler ile iptal ettiriyor AKP! Bunu da YSK üzerine baskı kurarak hukuksuzca yapıyor; hem kendi meşruiyetini, hem de YSK'nın meşruiyetini tartışmayı açma uğruna... Uluslararası kamuoyu önünde Türkiye'de artık demokrasinin kalmadığını ve iktidar partisinin keyfi olarak seçim tekrarlatacak aşamaya geldiğini gözler önüne seriyorlar ki demokrasisi olmayan bir ülkeye yatırım yapmaktan vazgeçen iş insanlarını da kaçırarak aslında en büyük kötülüğü Türkiye'ye yapıyorlar! Sofranızdaki patates, soğanın fiyatı daha artacak, cebinizdeki TL biraz daha eriyecekse biliniz ki rant düzenlerinin kesilmemesi uğruna Türkiye'yi ateşe attıklarındandır!.. SAADET ve DSP Ne Yapmalı?  Seçim tekrarlarında vey

AKP KENDİ SONUNU HIZLANDIRDI!

AKP KENDİ SONUNU HIZLANDIRDI   YSK'nın seçim tekrarı kararını alırken nasıl bir hukuk garabetine yol açtığını ve kamuoyu vicdanında seçim tekrarına yönelik bir kabullenme olmadığını bir önceki yazımızda belirtmiştik.   Şimdi soru cevap metoduyla detaylayalım.     Bu karar neden AKP'nin sonunu hızlandırdı? AKP ve Tayyip Bey hakkında seçimi kaybetse de (Kaybetseler de) iktidarı devretmezler imajı vardı. Bu algının pekişmesine zemin hazırladılar ve bugüne kadar savundukları sandık meşruiyetleri kavramlarını zedelediler.  İstanbul seçiminin tekrarının kamuoyu vicdanında karşılık bulabileceği bir hukuki altyapısı olmaması vesilesi! 2. olarak yapılan seçimin kazananı olsalar dahi İmamoğlu'nun oturduğu koltuğu 45 gün sonra devralmaları iç ve dış kamuoyunda hoş karşılanmayacaktır!.. Bir hak gaspı olarak addedilecektir muhtemelen! Burada sadece İstanbul Büyükşehir Başkanının değil AKP ve Tayyip Bey'in meşruiyetinin zedelenmesi vaziyeti olacaktır ki bu kayıp şu an orada İmam

AKP ve YSK Türkiye'yi Ateşe Attı! Hukuksuz Çılgınlık!

Ne YSK'DAN NE AKP'DEN BÖYLE BİR ÇILGINLIK BEKLEMİYORDUM! TÜRKİYE'Yİ UÇURUMA...  Bazen medya vasıtasıyla manipülasyon olabilir. Manipülasyon vasıtasıyla, yalanın kuyruklu tekrarı algılarda sonuç verebilir. Siyasetin propaganda taktiğidir. Yalandan doğru üretme taktiği, sınırları ve algıları zorlama; zoraki sonuçtur ki demokratik değerlerin yerleşmediği veya demokrasinin rafa kalktığı ülkelerde sirayet eder. Belirli bir mantık sürecini işleten düşünürler olarak seçim gecesinden bu yana yaşananları; Anadolu Ajansı'nın İmamoğlu'nun öne geçmesinden sonra veriyi kesmesinden; Binali Yıldırım'ın 3000 oyla kazandık açıklaması yapmasından ve İmamoğlu'nun ipi göğüslediğinin neticelenmesinden sonra AKP'nin kazandığını ima eden pankartları astırmasından kafalardaki tuhaf şeyler oluyor düşüncesinin ilk işaretleriydi! Ne var ki iktidar medyasında yayınlanan ve adeta zekamızla dalga geçen bir şeyler oldu yayınları ve AKP sözcülerinin açıklamaları da kamuoyu vicdanın

Telefon ve İnternet Fiyatlarına Getirilen Zam Bilime ve Bilgiye Karşı Devlet Politikasıdır

Telefon ve İnternet Fiyatlarına Getirilen Zam Bilime ve Bilgiye Karşı Devlet Politikasıdır AKP iktidara geldiğinde medyanın maksimum %20’lik bölümüne sahipti. Buna rağmen ilk girdikleri yerel 2014 ve genel 2007 seçimlerinde başarılı netice aldılar. Bunda etkin unsur;   Uluslararası arenada aldıkları destek; Kemal Derviş döneminde uygulanan ekonomik politikalarının meyvelerinin tezahürü; iç siyasi aktör; aydın-yazar ve bilhassa liberal görüşlü düşünürlerin desteğiydi. AKP durumdan vazife çıkararak geleceğe yatırım yaptı. Doğru-ya da yanlış çeşitli bahanelerle özellikle TMSF sopasını kullanarak; bir kısmını da FETÖ üzerinden (Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ünü mali olarak boğarak FETÖ vasıtasıyla satın alması) gibi yayınları ele geçirerek kendi bünyesine kattı. Geldiğimizde tablo şudur: Görsel ve yazılı yayın organlarının %99.9 iktidar tarafından ele geçirilmiş ve buralardaki gazetecilik faaliyeti bitirilerek AKP’nin yalan propaganda aracına dönüştürülmüştür. Bu durum, ilgili yayınları

Seçim Tekrarı Olmaz

Seçim Tekrarı Olmaz İstanbul seçimi tekrar edilmez! Hukuki altyapısı yok! Tayyip Bey muhalefetin boykot edebileceği ve sandık meşruiyetini kaybedebileceği (Özellikle Uluslararası alanda) bir riski almaz! İstanbul'u kaybetmeleri kayıp! Lâkin seçim tekrarı daha büyük kayıp! Tekrar iddialarını şehir efsanesinden öte görmüyorum! Böyle bir gündemin işletilmesi tesadüf değil; lakin AKP kurmayları bunu her ne kadar CHP ve İmamoğlu'nun meşruiyetini sorgulatmak, tabanı ve partiyi diri tutmak adına yapıyor olsalarda Uluslararası arenada meseleyi sıcak tutmanın prestijlerini zedelediğini görmüyorlar mı? Yenilginin getirdiği psikoloji üzerine yapılan hatalar sinsilesi olarak değerlendiriyorum... Lâkin, sadece partilerine değil Türkiye'nin demokrasi geleneğine de zarar veriyorlar... Dedikodusu bile... Erdoğan'ın Güçlü Olduğu Algısı Yanlış  Erdoğan sanıldığı gibi tek başına herşeyi etkileme/ayarlama gücüne sahibolsaydı; iddiası olan Büyükşehirlerin %90'ını kaybeder miydi siz

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU'NDAN BOMBA AÇIKLAMALAR! 2002 SÜRECİ...

MEMDUH BAYRAKTAROĞLU'NDAN BOMBA AÇIKLAMALAR! 2002 SÜRECİ... Memduh Bayraktaroğlu Youtube kanalında çok önemli açıklamalarda bulundu. AKP'nin iktidara geliş sürecini irdeledi ve bu kadar tesadüfün tezahür edemeyeceğini; kurgu olasılığını vurguladı. Bayraktaroğlu o dönem Çiller'in danışmanıydı. Gelelim vurguladıklarına... Tayyip Bey'in bir TV programıyla parladığını ve o günün koşullarında Uğur Dündar'ın Deniz Baykal'ın karşısında Tayyip Bey'i tek başına programa birebir çıkarmış olmasının Tayyip Bey'in yıldızını parlattığını söyledi. Ben, Uğur Bey'in böyle bir proje içinde olduğunu düşünmüyorum, ha keza Sn. Bayraktaroğlu'da muhtemelen düşünmüyordur. Lakin, Ülkemizdeki sol sağ dengeleri açısında BOP'un da Ilımlı İslam'ı semizletmek manasında bir görev aldığını ve o günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında Ulusal çaptaki en büyük sıçramasındaki bir vesile olarak görüyorum bu birebir Açıkoturumu... Sn. Bayraktaroğlu yine T

İSTANBULLUYA DARBE!

İSTANBULLUYA DARBE! Sandıktan çıkanı AKP kabullenmez ise bu darbe sadece bizi Yüzyıl kadar geriye götürmez; Dünya demokrasi tarihine kara leke olarak geçer! Eski Türkiye'de de aksaklıklar vardı; lakin sandığa darbeyi bırakın sivili, Asker bile yapmamıştı... Bu bir utanç... Vicdanınız elveriyor mu? Masa başında Belediye Başkanı mı tayin edeceksiniz? Türkiye bugünleri hiç unutmayacak... Sivil  darbeyi Ak Parti tabanı da kabul etmeyecek! İstanbul'a ve İstanbul'da darbe yapamazsınız; İstanbulluya darbe yapamazsınız! Yüzyıllarımızı heba edemezsiniz! Süreç çok şaşırtıyor; demokrasiye inananları çok şaşırtıyor! Yiyeceğimiz amborgo, kriz ve yalnızlaşmayı bir kenara bıraktım! Halkı tanımamanın tanımı olmaz! Partisi de olamaz! 2002'de iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi'nden geriye kalan tek şey sandık sonucunu tanımayarak; seçim yerine atayarak Başkan tayin etmek! Mesele tarifsiz olup; söz tükenmiştir. Yazacak bir şey kalmamıştır ve yorumsuzdur...

Kazandık... Kazandık... Kazandık... Biz değil demokrasi kazandı...

Kazandık... Kazandık... Kazandık... Biz değil demokrasi kazandı... Erdoğan kaybetti... AKP ve MHP'nin toplam oyunun 51.6 olması hiçbir şeyi ifade etmiyor! Bu çıtanın 53'lerden azalmanın ötesinde Büyükşehirlerde daha fazla oy kaybı var!Kırsaldaki artış devlet gücü ile çıktığından almamız gereken veri Büyükşehirlerdir ve burada muhalefetin zaferi! AKP'nin yenilmez algısı yıkılmıştır. Ekonominin tesis edildiği şehirlerde muhalefetin ezici üstünlüğü vardır!Aslında iktidar gibi görünen;lakin yereldeki dönüşümü besleyen ki bunda da en çok AKP'ye yakın yapıların beslendiği merkezlerde AKP artık muktedir değildir! Balon patladı! Kemal Kılıçdaroğlu partide hiçbir ocu-bucu grubun etkisi altında kalmadan Büyükşehir adaylarını son derece doğru bir bilimsellikte belirlemiştir.Kemal Kılıçdaroğlu CHP içinde de kazanandır.AKP ideolojisi olan parti değil kişi partisidir.Büyüklük algısından beslendi.Balon patladı. Türkiye çok kritik bir eşiği atlattı! Parti devletine dur denild

KASABALARDA TUHAF SONUÇLAR!

KASABALARDA TUHAF SONUÇLAR! Değerli gazeteci Yalçın Bayer Bey fevkalade doğru bir yazı yazmış! Bizim CHP'liler hemen parlıyor, lâkin meselenin iç yüzü şöyle: Bakın, ben Trakya"da yaşıyorum. Yalçın Bey'e kızmışsınız,lakin Yalçın Bey'in yazısı doğru! CHP'nin kalesi Kasabalarımızda AKP çok tuhaf şekilde oy artırdı!AKP Trakya'da uğraşırken Büyükşehirleri kaybetti!Büyükşehirde oy kaybeden partinin Kasabalarda olağan dışı oy artışı ŞÜPHELİ! Havsa, Alpullu, Pınarhisar, Hayrabolu CHP'nin kaleleri! Nasıl olur da burada matematik bilimini zorlayacak şekilde oy artırırlar? (Ha keza siyaset bilimine de ters!) B.Manda! CHP Türkiye rekorunu kırmıştı! Nasıl gider? Hile var demiyorum!Kılcal damarlara devlet gücü ile sızıyrlr! Lakin aynı artış Büyükşehirlerde yok; Netice mi? Devlet gücü ile Kasaba Partisi olabilirsiniz!Aynı devlet gücünü demokratik sistemi yıkmak ve baskıcı rejim için kulkanırsanız entelektüel birikimi olan yerlerde, Büyükşehirlerde böyle çökerseni

BEKA TUTMADI! ANKARA YAVAŞ! İSTANBUL UCU UCUNA...

İSTANBUL UCU UCUNA... 24 Haziran'da AKP ve MHP bloğunun %51'i kıl payı bulduğunu; 16 Nisan'da muhaliflerin yarıyı az geçtiğini biliyoruz... İstanbul ucu ucuna bitecek! Bilhassa HDP/PKK söylemiyle sandığa muhtemelen gitmeyecek, gitse de AKP'ye oy verme olasılığı bulunan daha muhafazakar HDP seçmeni iktidara karşı politize oldu. Rakamlar kritik. Cumhur İttifakı'ndaki yurt genelindeki oy yıpranmasının benzer orantılarda İstanbul seçmenine de direkt ya da dolaylı olarak yansıması halinde İmamoğlu avantajlı hale geliyor... Bir diğer etmen ise; E-KO-NO-Mİ! Ankara'yı Yavaş Alır  Göstergeler ve seçmen eğilimleri Mansur Yavaş'ı uzun süredir gösteriyordu. Özhaseki AKP için yanlış bir aday. Yavaş'ın Ankaralı olması seçmenin tercihini etkiliyor. MHP seçmeninin ittifaka AKP'nin arzu ettiği seviyede bağlanamadığının kanıtları en net Ankara'da görülecek... İşin garibi şu: AKP Mansur Yavaş'a bu kadar acımasızca ve ters etki riskine rağmen saldırırken bu

1)Ülke Değil Tımarhane 2)8 Mart'ı Kutlayanlara Protesto 3)Gizli İttifak Deşifre Oldu (Kod adı: DSP!) 4) TÜGVA Viyana'yı İşgal Edecekmiş

Ülke Değil Tımarhane Ergenekon'dan (FETÖ+AKP Kumpasıyla) yargılanan Emin Şirin Hoca Veryasin TV'de Tayyip Bey'i FETÖ'cüler FETÖ'ye yardım ve yataklıktan yargılamaya hazırlanıyor dedi! Resmen, Ülke değil tımarhane olduk! Bir uyarı mı? Yoksa bir uyarı mı? Bazı mesajlar testen, bazıları düzden gider... 8 Mart'ı Kutlayanlara Protesto Neyi protesto ediyorsunuz? 8 Mart'ın Dünya Kadınlar günü olmasın mı? Sizi rahatsız mı etti? Gizli İttifak Deşifre Oldu (Kod adı: DSP!) DSP aracında AKP broşürü yakalanmış! Gizli gizli değil açık açık yapın şu işi! İttifakın gizlisi olmaz! Olduğun gibi görüneceksin de... Bu arada. ... Sol olarak nereye oy vereceğini gayet iyi biliriz...Okumuş yazmış insanlarızdır... Enerjilerini boşa harcıyorlar... TÜGVA Viyana'yı İşgal Edecekmiş Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜGVA'dan 8 Mart protestosu: "Ezan, bizim için Roma’nın, New York’un, Pekin’in, Tokyo’nun, Moskova’nın, Berlin’in, Paris’in ve yarım kalan hesabı

1)Ne Krallığı? Kafa Hep Orada Besbelli! 2) Adı Global Ya Kendisi?

Ne Krallığı? Kafa Hep Orada Besbelli! SKANDAL! "Krallıkla yönetilen demokratik ülkeler de var!"  MHP Adana adayı Hüseyin Sözlü, Sözcü'ye verdiği röportaj da böyle buyurdu! Biz de ona diyoruz ki Krallığı kafanızdan silin! Sembolik krallıklar! İcra makamı değil! Bu ayrıntıyı atlıyorsunuz! Krallıkmış(!) Kafa hep orada! Adı Global Ya Kendisi? Global adında bir ekran var. Lâkin ne kadar Global tartışılır! Sözüm ona Ekrem İmamoğlu'nun çarşı pazar yürüyüşünden görüntü verecekler! Özellikle Ekrem Bey'in pazardaki köylüyle iletişime girmek için tattığı ürünleri çekmişler! Diyalogları kesmişler! Geriye kalmış algı oyunu! Tutmaz bu ayakların Global! Barış Biner 15.02.19 23:59

Ak Parti oy kaybediyor; AKP seçmeni pusulada MHP'yi göremeyince CHP'ye yöneliyor! Tanzim kuyrukları ekonomi bozuk algısını destekledi!

Ak Parti oy kaybediyor; AKP seçmeni pusulada MHP'yi göremeyince CHP'ye yöneliyor! Tanzim kuyrukları ekonomi bozuk algısını destekledi! Pazar akşamı AKAM Araştırma başkanını Halk TV'de Zamanın Ruhu'nda izledik! Aklımızda kalanlar: • AKP'den CHP'ye ilk kez oy akışı 'ciddi oranda' oluyor. Bunun nedeni; sağ seçmenin 2.adres olarak gördüğü MHP ambleminin birçok yerde (Özellikle Büyükşehirlerde) pusulada olmaması. Ak Parti seçmeni MHP'yi bulamayınca CHP'ye yöneliyor. Normal şartlar altında MHP'den AKP'ye bir seçmen akışından ziyade AKP'den MHP'ye bir akış vardı. Ak Parti'nin aday çıkardığı yerlerde MHP seçmeninin büyük oranda CHP'ye yöneldiğini görüyoruz. MHP'nin adayına AKP tabanının oy verdiğini görüyoruz; AKP'ye gelmesi beklenen ülkücü oylarının ise büyük oranda MHP'nin pusulada olmamasından dolayı Millet İttifakı'na yöneldiğini görüyoruz. • Ankara'da Mansur Yavaş açık ara kazanıyor. İstanbul'da Ekr

Hafta sonu Tekirdağ'daydım! Bakın nasıl bir yer?

Hafta sonu Tekirdağ'daydım! Bakın nasıl bir yer?  Daha önce defalarca gelmiş; lâkin sahil kısmından şehir merkezine çıkmamıştım. İnmemiştim yerine çıkmamıştım yazmamdaki sebep bir tepeye çıkıyorsunuz çarşıya gitmek için. Şehir merkezinde araç park edilebelecek alan sınırlı. Aracımızı sahil kenarında bıraktık. Karşıdan karşıya geçtiğiniz an karşınıza bir tepe çıkıyor ve yürüyorsunuz. Doğrusu, Edirne ve Kırklareli'ndeki gibi yeniden dizayn edilmiş; trafiğe kapalı; geniş yaya kaldırımlarının olduğu ve parke taş döşenmiş özel bir gezi alanı bekliyordum. Hayal kırıklağına uğradım! Bu görsel kalitenin oluşamamasında şüphesiz ki birkaç faktör var. Birincisi bir sahil şehri olduğundan tüm yatırımlar sahil şeridine yapılmış. Bu şerit yerel kaynaklar tarafından muazzam değerlendirilmiş. Sahil şeridi cıvıl cıvıl... Metrakare olarak çok geniş bir gezi alanına sahip. Araç parkında sıkıntı yok; ücret alınmıyor! Yiyecek alternatifleri oldukça fazla; yürüyüş alanı Kilometrelerce... Çocuklar i

Maduro Başkanlık Yetkilerini Hiç Gitmeme Üzerine Kurgulamıştı!

Maduro Başkanlık Yetkilerini Hiç Gitmeme Üzerine Kurgulamıştı! Türkiye'nin rotası konusundaki çıkarı (Rusya rotasında) Maduro ile örtüşüyor. ABD emperyalizminin yapmak istedikleri ve yaptıkları elbette endişe verici. Lâkin; Maduro meşru değil! Sadece ABD değil AB ülkeleri de onu tanımadı! Tanıyanlar demokrasinin olmadığı; tanımayanlar demokrasinin olduğu ülkeler. Bu da ayrı parantez! Maduro neden meşru değil? Çünkü, Başkanlık yetkilerini iktidardan gitmeme üzerine kurguladı! Alternatif Meclis kurdu ve kurguladı. Yargıyı ele geçirip bunu onaylattı! Oysa bir önceki seçimi kaybetmişti ve seçimini kaybettiği Meclis'e ve onun kararına saygı duymadı! Kaldı ki kendi seçimi boykot edildi! Katılım oranı çok düşük! Hile iddiaları var! Hile yapılmamış olsa bile sandığa gidenler %50'nin ALTINDA! Boykot edildi, çünkü kaybettiği seçimi KABULLENMEDİ! Ulusal Meclis onu görevden aldığı halde yasa dışı alternatif üreterek gitmeme üzerine bir düzen kurdu! Yargıyı ele geçirdiğini zaten v

İmamoğlu'nu anlamaya çalışın...

İmamoğlu’nu anlamaya çalışın…. Yeniden merhaba. Uzun süredir yazmıyordum. Yazmayı özlemişim. Şimdi, öncelikle CHP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayları hakkında yazmak isterim. CHP tabanında çok büyük bir heyecan yaratmadığının farkındayım. Lakin, Türkiye zorlu bir süreçten geçiyor. Türk siyaseti 2002 süreciyle beraber bilhassa 2007 yılından itibaren dozajı giderek artan bir boyutta kutuplaşma sendromuna girdi! Bu durum, AKP genel başkanı tarafından bizzat yaratıldı. Neticeye tabanlarını ayakta tutarak gidebildiklerini gördüler. Bunun, siyasi kültürümüze, demokratik değerlerimize, ülkenin motivasyonuna yaratabileceği olumsuz etkileri dikkate almak istemediler. İktidarı kaybetmeleri halinde Siyasal İslam’ın yeniden böylesine denetimsiz ve rahat hareket edebileceği, kanun tanımayacağı, ideolojik hayallerinin fiiliyata dökülebileceği böylesine bir ortamı bir daha bulabilmenin zorluğunun farkındaydılar! Oysa, kanun tanımazlık ve kutuplaştırma ortamında zarar verdikleri tek şey, hak, hu

Muhalefetin İdeolojik Değil Stratejik Düşünmesi Gerek!

Muhalefetin İdeolojik Değil Stratejik Düşünmesi Gerek! Yerel seçimler yaklaşıyor, aday belirleme sürecinde  son aşamaya geliyoruz! Yine ideolojik tartışmalar ve her kafadan bir ses çıkıyor! Haberin içeriği ne kadar doğru bilmiyorum lakin şüphe etmiyorum. Şüphe etmediğim o ifadeler: Mansur Yavaş CHP’nin de içinde bulunduğu bir korsorsiyumla Ankara’da aday yapılabilme ihtimali belirdi ya içeriden şöyle sızıntılar olmuş! ‘’Kendi  adayımızı çıkartalım, kaybedersek de kaybedelim. Kendi adayımızla, kendi ideoloji ve tırnak içinde onurumuzla kaybedelim!’’ Normal bir siyasi atmosfer ve kutuplaşmamış seçmen tabanında, normal demokrasi ülkelerinde olağan görüş budur.  Kızmam ve takdir ederim olağan koşullarda! Lakin; AKP’nin demokratik sistemi yıktığı, seçmenin Havuz medyasıyla milliyetçilik ve din sömürüsü ile kandırıldığı bir ortamda kaybedilmemesi gereken 2 kentten biri olan Ankara’da nasıl bir ideolojik saplantıda olursunuz! Elbette ortama ve seçmene uygun bir aday seçeceksiniz! Gerekirse

Demokrasinin Kötü Örneği: AKP

Demokrasinin Kötü Örneği: AKP Demokrasi çoğunluk sistemine göre karar verir. Bu karar en iyi karar değildir. Demokrasi sorunsuz bir yönetim şekli değil. Kötünün iyisidir. Önemli olan demokrasiden bir adım önde hedef, ilericilerin yönetimde olmasıdır. Birincil hedef ilerici hükümet olmalı. İlericilik kavramı da değişkendir. Örneğin; Yurt ve  Ulus duyarlılığı anlamında solun da farklı unsurları vardır. Kaldı ki Sol Yönetim en iyi yönetimde olmayabilir. Önemli olan içeriktir. Bazen bir liberal veya bir karma görüş sahibi bir sol franksiyondan daha ilerici olabilir. Değişkenlikler vardır. Birincil hedef, ilerici ve çağdaş anlayış olmalı. Demokrasinin de kötü örnekleri var. Mükemmelliyeti kavram olarak demokrasi veya sağ/sol meselesinde değil içerikte aramak gerek kanımca. AKP'de bu içeriğin olmadığı aşikar! AKP, demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yıktı. Kötü bir örnek. Elbette kötü örneklere bakarak demokrasiden vazgeçecek değiliz. İlericiler örgütlenerek kitleyle diyalog/iletişim kur

Seçimden Sonra Kısa Kısa...

Seçimden Sonra Kısa Kısa... *Oy kayışları ağırlıklı olarak AKP'den MHP'ye; MHP'den İyi Parti'ye; CHP'den İyi Parti'ye oldu. CHP'den HDP'ye kayış da var; ancak küçük miktarlarda. *Seçimin TBMM dağılımı bazında kaybedeni 8 puanlık kayıpla AKP'dir. *RTE Bahçeli desteğiyle 50'yi aşabilmiş olup koalisyonla ancak iktidarı paylaşmak durumunda. Bahçeli ve MHP kilit parti olmuştur. **HDP ancak Batı'dan aldığı sol/sosyalist oylarla ve daha da çok CHP'den aldığı emanet oylarla barajı aşabilmiştir. 1 Kasım ve 7 Haziran'dan daha kötü noktadadır. Kaybedendir. Batı ve CHP desteği olmadığında 9 küsur'la baraj altı kalacak konumdadır! • İnce'nin aldığı 30 küsur oyda İYİ Parti ve HDP'den emanet verilen oylar olduğunu unutmamak verek... CHP her zaman konsolide edebileceği tabana sahip! Yine de Parti genel başkanlığı bazında İnce Kılıçdaroğlu'na göre daha çok daha iyi bir konsolidasyon sağlayabilir. • AKP erimeden Saadet'te yüks

Kırklareli Verisinin Genelin Bir Yansıması Olmaması Olanaksızsa Bu Seçmen Hareketleri Önemli

Kırklareli Verisinin Genelin Bir Yansıması Olmaması Olanaksızsa Bu Seçmen Hareketleri Önemli Kırklareli'de HDP'ye 1; İyi Parti'ye 6 puan vermiş CHP. Toplam kaybı 7 puan... AKP'nin MHP'ye 2 puan kaybettiğini; MHP'nin İyi Parti'ye 10 puan verip 2 puanını koruduğunu ve AKP'den gelen 2 puanla 4'te stop ettiğini görüyorum. Geçişler Yurt genelinde de bu doğrultuda ise ki yerel şartlar ve iklim dışında orantıların kendi içinde genellenecek bir doğruluk payı vardır: CHP HDP ve İyi Parti'ye oy kaptırmış; MHP İYİ Parti'ye oy kaptırmış; AKP MHP'ye oy kaptırmış. Geçişler sınırlı alanda olmuş. Bu anlamda: 1) Sol'dan sola sağ'dan sağa geçiş var. 2) Sol ile sağ arasındaki tek geçiş noktası CHP ve İyi Parti arasında. 3) AKP ve MHP arasında yoğun seçmen gidiş/gelişi var. Aynı geçişin AKP ve İYİ Parti arasında olmamasının nedeni laiklik'e bakış açısı. Yine yoğun geçişin olduğu MHP ve İYİ Parti arasındaki ilişki MHP'nin AKP'ye

Seçim Değerlendirmesi

Seçim Değerlendirmesi Baskın seçim metoduyla iktidarın psikolojik üstünlüğüyle girilse de muhalefetin fevkalede lehine çevirdiği bir süreçti. Kırılma noktası CHP Adayının belirlendiği sonraki süreçte Muharrem İnce'nin beklenilenin çok ötesinde performansıydı. Özellikle CNNTÜRK'te gazetecilik ilkelerine aykırı bir şekilde sözü kesilen; sorguya çekilirmişçesine maksatlı bir sıkıştırmanın yapıldığı anlarda İnce'nin verdiği anlık cevaplar unutulmayanlar arasında yer aldı. Yine Nagehan Alçı'ya Habertürk'te İnce'nin hazır yanıtları ve "Sana söylersem gider Erdoğan'a söylersin!" güzellemesi akılda kalan anlardı... Seçmen bazında bakarsak Meral Akşener isminin ön planda zikredildiği yarışta İnce'nin gündemi ve nabzı elinde tutması Akşener ve İnce'ye kaçan CHP seçmenini; hatta merkez sağ laik geleneğini yine CHP çatısı altında tutmayı başarabildi. İYİ Parti'nin MHP'nin oylarına talip olduğunu ve bu alanda daha çok milliyetçi bir kadro ile

AKP'ye Oy Yok! Atmayı düşünüyorsan oku...

AKP'ye Oy Yok! Atmayı düşünüyorsan oku... Demokrasiyi, hukuk'u, insan haklarını, çevreyi, kanunları, özgürlükleri, Cumhuriyet'ten miras kurumları, Cumhuriyet değerlerini, laikliği, insanlığı, barışı, kardeşliği, huzuru, yarınlarımızı, geleceğimizi, bilimi, eğitimi, toplumu, YSK'yı, RTÜK'ü, Diyanetimizi, medyayı, haber alma özgürlüğümüzü, kişiliğimizi, farklılıklarımıza olan saygımızı, birliğimizi, devletimizi, milletimizi, halkımızı, Berkinlerimizi, Ali İsmail Korkmazlarımızı, Atatürk'ümüzü, sol değerlerimizi, sağ değerlerimizi, geleneklerimizi, ağlakımızı, etik değerlerimizi, kurumlarımızı, makamlarımızı, benliğimizi, vicdanları, sistemi, ekonomimizi, gönüllerimizi, yaşam tercihlerimizi, saygınlığımızı, kişiliğimizi, emeğimizi, umudumuzu, yıllarımızı, Ülkemizi, insanlığı KATLEDEN AKP'ye Oy Yok!  AKP'ye oy atmayı düşüneceklere hakkımı helal etmiyorum arkadaş!  Demokrasiyi, hukuk'u, insan haklarını, çevreyi, kanunları, özgürlükleri, Cumhuriyet

MEDYAYI DEĞİL, CUMHURİYETİ SATTILAR

MEDYAYI DEĞİL, CUMHURİYETİ SATTILAR "Kanımı satarım, kanalımı satmam!" Diyenlerden bilirdik Aydın Doğan'ı(!) Satıldık, ey halkım! Sattıkları şey; 2&3 TV/Gazete/dağıtım şirketi ve haber ajansı değil sadece... Koca bir çınar, koca bir ülke, koca bir Cumhuriyet rejimi... Tuncay Özkan'da kanımı satarım; kanalımı satmam demişti ama... Tuncay Bey'i affettik; Aydın Doğan Bey'i affetmiyeceğiz... Tuncay Bey'in Kanaltürk'ü medyada ufalanan ilk kırıntılardandı... Aydın Bey'in ki ise son kırıntı... Artık nerelerde bir yolsuzluk/yoksulluk olacaksa onu yazacak/gösterecek bir ana akım medya olmayacak! Tehlikenin farkında mısınız? İNTERNETE SANSÜR YASASI İnternete denetim geldi. RTÜK denetleyecek. Yasanın; "Doğan Medya Grubu"nun AKP'ye yakınlığıyla bilinen bir gruba satışıyla aynı güne gelmesi manidar. Denetim ve yasal düzenlemeler internet için gerekli midir? Evet, bir noktaya kadar gereklidir. Ancak, buradaki amaç kontrol mekanızmasın

DIŞ SİYASET GÜNLÜK DEĞİL İLKESEL OLMALIDIR

DIŞ SİYASET GÜNLÜK DEĞİL İLKESEL OLMALIDIR AKP Fetö; Batı ve ABD'nin desteğiyle başa gelmiş bir siyasi partidir. Ana amaç; Türkiye'deki Devletçi anlayışı yıkmak ve ülkemizden tavizler alarak kısa vadede ekonomik akış sağlayarak Avrasya ve Ortadoğu düzeninde kullanışlı ülke yapmaktır. Kısaca; çıkarlarına hizmet edecek mekanizma oluşturulmalıydı. Yeni Dünya düzeni için stratejik bir noktadaydık ve devletçi anlayışımız neoliberallerin isteklerine hizmet etmemekteydi. Bunun için Ilımlı İslamı Atatürkçü devlet yapısına karşı bir koz olarak kullanmak istediler. İslamcılar bunu laikliğin tasfiyesinde kullanacaklardı. Batı ve ABD bizim Güneydoğu sorunu olarak tanımladığımız ve daha çok ekonomik olan bazı olguları Kürt Meselesi tanımlamasıyla kaşıyacak ve bölgede politikalarını onaylatabileceği dost bir aktör arayışındaydı. Sonuç olarak; 2002'de DSP+ANAP+MHP iktidarı gerekli ortam pompalanarak feci bir şekilde alaşağı edildi.  Çok fazla detaya girme taraftarı değilim. Her detay ayr

Komünist Öğrencilere Eğitim Hakkı Vermemek

Komünist Öğrencilere Eğitim Hakkı Vermemek AKP Genel başkanı Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylar nedeniyle, ilginç bir şekilde, "Gerekirse kominist gençlere eğitim hakkı verilmeyebileceğini" topluluğa yaptı konuşmada dillendirdi. Eğitim hakkının anayasal olarak eşitlikçi bir çerçevede tanımlanması yasal zorunluluk! Tartışmaya dahi değmeyecek içi boş, bu yönde netice alınamayacak ve netice alınmaması gereken bir konu. Tayyip Bey'in gündeme getirmesini sadece ve sadece sol sopası göstererek sağ üzerinden oy devşirme çabası olarak görüyorum. Belli ki; danışmanları %50 konusunda sıkıntı yaşandığını görmüş. Seçmen portföyümüzdeki ağırlıklı sağ tandansını kullanarak; Tayyip Bey'e gündemi değiştirmesi; sola karşı sağın geniş kesimini kutuplaşma üzerinden tavlaması önerilmiş. Ülke olarak enerjimizi bu konulara boş yere harcıyoruz. Belli ki boşa harcanan enerji ve sol/sağ üzerinden kutuplaştırıcı gündem AKP'nin hala ve tek tutunduğu dal... Oysa şu gerçeğin farkına v

Medya Her Şeydir

Medya Her Şeydir Medya çok şeydir. Bilhassa siyaset ve yaşam tarzı üzerinden direkt olarak toplum dokusu üzerinde söz sahibidir.  Bu yazı nereden çıktı? Doğan Medya'nın satışı üzerine belli ki patronunun itibarını korumak adına bir yazı kaleme almış Ahmet Hakan köşesinde. Diyor ki; "Doğan Medya'nın satışını abartıyorsunuz! Medya her şey demek değil! Medya ile seçim kazanılmaz ve kaybedilmez!" Ahmet Hakan fevkalade yanılıyor! Yanıldığının kendi de farkında. Aydın Doğan'a olan tepkiyi yumuşatma, soğutma vasıtası ile yazıyor bunu. Elbette geçerli değil! Türkiye şartlarında geçerli değil; çünkü okuyan değil izleyen bir toplumuz! İzlediğimiz gündemi şekillendiren ana unsur ise yazılı medyadır. Burada gazete ve ekranın önemi Türkiye seçmenin de bugünkü sıkıntılı süreçte ortaya çıkıyor. Çok ayrıntıya girmiyorum. İktidara geldiğinde yalnızca Yenişafak ve Türkiye gazetesi ve TGRT TV'si vardı AKP'nin... Eski ortakları FETÖ'nün medya desteğini almalarının dışınd

Selam Olsun Afrin Aslanlarına

Selam Olsun Afrin Aslanlarına Hükümete muhalifim. Sonuna kadar. Ancak; bir gerçeği göz ardı etmememiz gerek. TSK'nın Afrin'de başarısı terör koridorunu önlemek açısınsan muazzamdır. Artık şu Asker düşmanlığını bırakması gerek bazı çevrelerin. Orada kimi görüyorsunuz? Mehmetçiği... Evet; hükümetin siyasal ve stratejik hataları var mı? Var... İktidar dış politikada elini yüzünü bulaştırdı; Dünya'yı bize düşman etti mi? Etti... Peki kardeşim; iktidara kızıyorsak Mehmetçiğimiz terör koridorunu engelleme çalışmalarını görmezden mi geleceğiz? İçinde oyun varmış, yokmuş... Bizi tuzağa düşürmüşler vesselam... Bunların hepsi oturulur tartışılır... Ben şimdi bu terör koridorundaki ilk kırılmanın zaferine bakıyorum... Bunu kutluyorum; Mehmetçiğin; Türk Ordumuzun Afrin zaferini kutlamak istiyorum... Benim Ordum; benim Mehmetçiğim Afrin'e bir girmiş, pir girmiş... Terör unsurları tüyüvermişler... Aslan Türk Ordusu... Aslan Mehmetçik... Hükümete muhalifliği bir kenara koyarak bu zaf